SALEPÇİOĞLU İŞ HANI ESNAFINA İHANET – 2
“Allah Adıyla Verilen Sözler Unutuldu, Esnaf Saf Dışı Bırakıldı!”
Yüzlerce esnafı, binlerce kişiyi etkileyen Salepçioğlu İşhanı ihalesi sonuçlandı.
Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu ve AK Parti’li siyasilerin verdiği sözler tutulmadı.
İhale, danışıklı dövüşle İstanbul merkezli bir firmaya verildi.
Görünenin ötesinde bir gerçek: Kemeraltı, teopolitik bir dönüşümün merkezine oturtuldu!
Salepçioğlu İşhanı’nda yaşananlar artık münferit bir esnaf meselesi değil, İzmir’in kadim hafızasına yapılan organize bir saldırıdır.
Yaklaşık 10 aydır adım adım yürütülen bir konsorsiyum planıyla 150 esnaf devre dışı bırakılmış, halkın iradesi çiğnenmiş, vakıf malları üzerinden teopolitik bir iskan mühendisliği devreye sokulmuştur.
Söz Verdiler… Ama Unuttular!
Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın da bulunduğu bir toplantıda esnafa şu sözleri verdi:
“Allah adına size söz veriyorum. Bu işten esnaf zarar görmeyecek. Kooperatif kurun, ihaleye sizi alacağız.”
Esnaf, verilen bu söze inanarak kooperatifini kurdu. AK Parti İzmir İl Yönetimi, evrak sürecini takip etmesi için Cüneyt Dayhan ve Deniz Doğan’ı görevlendirdi.
Danışmanlık için yönlendirdikleri kişi bizzat Deniz Doğan tarafından (Cüneyt Dayhan’ın bu kişi ile organik bir bağı olmadığı ve tanımadığı yönünde beyanı mevcut) kendileri tarafından “bu işin profesyoneli” diye tanıtıldı.
Esnaf bu kişiye ücret ödedi, danışmanla çalıştı, ihaleye girdi.
Ama 30 Nisan sabahı olan oldu:
Eksik belge olmayınca, eksik noter tasdiki(!) gerekçesiyle esnaf kooperatifi ihaleden elendi.
Kumpasın İsmi: Eksik Evrak Tiyatrosu
İhaleye yönlendiren danışmanların her toplantıda tekrar ettiği “eksik evrakla alınmazsınız” cümlesi, bugün esnaflar için başka bir anlam taşıyor:
“Acaba bu kumpası onlar biliyor muydu?
Bizi bilerek mi bu danışmana yönlendirdiler?”
Bu evrakları tamamlamak için para alan profesyonel(!) kişi neden böyle bir amatörlüğe(!) esnafı kurban etti? Kendi ihmali mi yoksa ona birileri bu işi eksik yapması yönünde talimat mı verdi? (Sonraki yazıda bu kişinin ismini, aldığı ücreti ve diğer detayları paylaşacağız)
Çünkü son dakika elenme gerekçesi olan “noter tasdiksiz belge”, danışmanlıkla hazırlanan evraklar arasında yer alıyordu.
Üstelik bu belgeye ilişkin noter şartı da şartnamede yoktu sadece ekler kısmında küçük bir detay olarak yazılmıştı.
Peki o zaman neden elendiler?
Neden danışman da AK Parti İl Yönetimi de sessiz?
%127’lik Teklif: Akıl Dışı Ama Stratejik
İhaleyi alan İstanbul firması, %127 gibi bir oranla en yüksek teklifi verdi.
Bunu hiçbir ekonomik akıl açıklayamaz.
Ancak bir strateji açıklayabilir:
“Yer alınsın, ne pahasına olursa olsun.”
İhale şartnamesinin 28. maddesi bunu destekler nitelikte:
İmar ve vasıf değişikliği yapılabilir.
Yani Salepçioğlu, rahatlıkla butik otele dönüştürülebilir.
Peki Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un “otel olmayacak” sözüne ne oldu?
TARKEM Gölgesi ve Milli Güvenlik Tehlikesi
Bu ihale, yalnızca esnafı değil, Kemeraltı’nın geleceğini ilgilendiriyor.
TARKEM A.Ş. eliyle yürütülen “Yahudi Açık Hava Müzesi” planları, AB fonları ve İsrail merkezli vakıflarla olan ilişkiler, bölgenin kültürel dönüşümüne işaret ediyor.
İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Tahir Emre Can, göreve gelir gelmez Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu’dan otel projesi için resmi süreç desteği talep etti.
Nilüfer Çınarlı Mutlu bu talebi reddetti:
“Kemeraltı’nda böyle bir şeye ihtiyaç yok. Tarihi dokuya aykırı.”
Ancak bu girişim, Tahir Emre Can’ın göreve özel bir amaç için getirildiği şüphesini daha da güçlendirdi.
Üstelik aynı müdür, Salepçioğlu Camii’ne ait imam lojmanını TARKEM’e verdi.
Peki bu ilişki nedir?
TARKEM ile kim, ne pazarlığı yaptı?
Vakıf Ruhu Nerede?
Vakıflar; mazlumun, garibin, toplumun emanetiydi.
Bugün ise birer anonim şirket gibi, kâr odaklı, ihale planlı bir mekanizmaya dönüştürüldü.
Üstelik bu dönüşüm, binlerce insanın ekmeğiyle, hayatıyla ve geçmişiyle oynayarak yapılıyor.
Bugün Salepçioğlu, yarın Kaplan Mustafa Paşa İşhanı, Kestanepazarı, sonra belki Havra Sokağı…
SON SÖZ: Bu Sadece Bir İhale Değil, Bir İşgal Girişimidir
Salepçioğlu İşhanı’na yapılan ihale, bir kamu binasının kiralanması değildir.
Bu, İzmir’in kalbine yönelen sinsi, teopolitik bir saldırıdır.
Tarih önünde hesap verilecek bir vebal!
Bu vebali taşıyanlar unutmasın:
Esnaf susmaz, İzmir unutur sanmayın!
Muhammed Çopur | NvarNyokİzmir