Kemeraltı’nın kalbinde yer alan Salepçioğlu İşhanı, tarihi dokusu ve ekonomik hareketliliğiyle yalnızca esnafın değil, İzmir’in ortak hafızasının da önemli bir parçası. Ancak son dönemde bu han üzerinden yürütülen tartışmalar, vakıf kültürü, esnaf hakları ve şeffaf yönetim konularında derin yaralar açtı. Üç kez iptal edilen ihaleler, karanlık yapılar ile ilgli iddialar ve süreç boyunca sergilenen ihmalkarlıklar, yalnızca esnafı değil, kamu vicdanını da rahatsız etti.
Yanlış İliklenen İlk Düğme: İhaleler ve Karanlık Yapılar
Salepçioğlu İşhanı için 20 Ağustos 2024, 17 Aralık 2024 ve 22 Ocak 2025 tarihlerinde yapılması planlanan ihaleler, esnafın yoğun çabası ve kamuoyunun baskısıyla 3. kez iptal edildi. Ancak bu iptallerin ardındaki şeffaflık eksikliği, sürece olan güveni her seferinde daha da zedeledi. Özellikle ihale şartnamelerinde ticaret+turizm(otel) işlevine vurgu yapılması ve TARKEM A.Ş gibi İSRAİLLİ BİR EKİP ile gizli ilişkileri olan şaibeli/karanlık bir yapının adıyla anılması, bu sürecin yalnızca ticari çıkarlarla yönetilmediğini aynı zamanda gizli siyasi yönlerinde olduğu izlenimini verdi.
TARKEM A.Ş: Bir Karanlık Yapının Anatomisi
TARKEM A.Ş, daha önce de ele aldığımız yazılarda detaylandırdığımız gibi, İsrailli bir ekip ile ilişkilendirilen ve Kemeraltı’nda bir iskân(işgal) politikası güttüğü iddia edilen bir yapı olarak dikkat çekmişti. İzmir halkının ve esnafının haklarını hiçe sayan bu yapıya yönelik iddialar, toplumun birçok kesiminde rahatsızlık uyandırdı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın “TARKEM kendi ayakları üzerinde durmalıdır; belediyeden artık yardım gelmeyecek” açıklaması ve kamuoyu baskısıyla TARKEM A.Ş müdürü Sergenç İnerler’in istifa ettirilmesi, bu yapının üzerindeki soru işaretlerini daha da derinleştirdi.
Ankara’da Kritik Görüşme: Çözüm İçin Bir Umut
21 Ocak 2025’te esnafın Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile yaptığı görüşme, sürecin en kritik dönüm noktalarından biri oldu. Bakan Ersoy, iki temel meseleye dikkat çekti:
- Esnafın sürecin dışında bırakılması ve yaşanan mağduriyetler: Esnafın, doğrudan etkilediği bir projede muhatap alınmaması, kamu vicdanında kabul edilemez bir durum olarak nitelendirildi.
- Vakfiyeye aykırı ihale planları ve TARKEM A.Ş’nin bağlantıları: Salepçioğlu İşhanı’nın vakfiyesine uygun olarak ticaret için kullanılması gerekirken, otel ve turizm tesisi olarak ihaleye çıkarılması ve bu sürecin TARKEM A.Ş gibi karanlık bir yapıyla ilişkilendirilmesi, bakanlık düzeyinde de eleştirildi.
Bu görüşme, esnafın içinde olduğu bir çözüm süreci ve vakfiyeye uygun bir planlama yapılması için yeni bir başlangıç oldu. Bakan Ersoy’un talimatıyla 22 Ocak’ta yapılması planlanan ihale iptal edildi ve vakıf ruhuna uygun bir süreç başlatılması gerektiği vurgulandı.
Esnafın Uzun Mücadelesi: Sabır, Azim ve Kararlılık
Bu süreç, esnaf için bir kahramanlık mücadelesi hikayesi olarak kayıtlara geçti.
Bir avuç inanmış esnaf destansı bir mücadele ve kararlılık örnekliği sergiledi. 150 esnaf ve 600 çalışan, 2-3 bin kişiyi doğrudan etkileyen bu meselede:
- Kemeraltı Çarşı Esnaf Koruma Derneği’nin kurulması,
- Siyasi partiler, bürokratlar ve medya kuruluşlarıyla görüşmeler yapılması,
- NvarNyokİzmir(nevarneyokizmir.com.tr), Ulusal Kanal, Aydınlık Gazetesi ve diğer medya organlarıyla kamuoyu oluşturulması,
- TARKEM ve benzeri yapıların karanlık yönlerinin deşifre edilmesi,
bu mücadeleyi taçlandıran önemli adımlar oldu.
Ancak süreçte esnafa yalnızca “destek oluyormuş gibi” yapıp, gerçekte hiçbir çözüm sunmayan bazı siyasetçilerin de varlığı dikkat çekti. Gerçek destekçilerin, esnafa umut verenlerin ve yalnızca sözde kalan vaatlerde bulunanların ayrımı, bu süreçte daha net ortaya çıktı.
Vakfiyenin Ruhuna Uygun Olmayan Planlar
Salepçioğlu İşhanı’nın vakfiyesi, buranın ticaret için kullanılması gerektiğini açıkça belirtirken, otel ve turizm tesisi planları vakfiyenin özüne tamamen aykırıdır. Bu durum, yalnızca esnafın değil, vakıf kültürüne inanan herkesin vicdanını yaralamıştır. Vakıfların, bir anonim şirket mantığıyla hareket ederek toplumun değil, ticari çıkarların peşine düşmesi, yalnızca bu projede değil, Türkiye genelinde benzer mağduriyetlere neden olmuştur.
Siyasi Demir Kubbenin Çöküşü!!!
Bu süreçte TARKEM gibi karanlık yapıların arkasındaki “siyasi demir kubbe” de kamuoyu baskısıyla deşifre edilmiş ve devre dışı bırakılmıştır. Ancak, bu yapıların başka yollarla tekrar sürece dahil olma ihtimali göz ardı edilmemelidir. İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Tahir Emre Can’ın böyle bir yapı ile ilişkisi olup olmadığı, varsa hangi boyutlarda olduğu henüz netlik kazanmış değil. Çünkü Salepçioğlu Camii İmam Lojmanı gibi dini ve milli değerler için stratejik yönü olan bir yerin bu yapıya verilmesininim oluşturduğu soru işaretleri hala geçerliliğini koruyor. İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Tahir Emre Can Salepçioğlu Camisi’nin imam lojmanını TARKEM gibi bir yapıya neden verdiğini açıklamak zorundadır. Bu yanlıştan dönmediği müddetçe yapı gibi onun da bir yönü hep soru işareti olarak akıllarda kalacaktır.
İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Tahir Emre Can bu yapıyı koruyan siyasi demir kubbenin neresinde konumlanmaktadır?
Esnafın haklarını koruma mücadelesi, yalnızca mevcut süreçle sınırlı kalmamalı, benzer projelerde de emsal teşkil edecek şekilde sürdürülmelidir.
Sonuç: Yeni Bir Başlangıç mı?
Bugün itibariyle, yanlışlarla başlayan bu süreç, (en üst makam olan) bakanlık müdahalesiyle yeni bir yola girmiş görünüyor. Ancak, bu yeni başlangıcın gerçek bir çözüme dönüşüp dönüşmeyeceği, vakıf kültürüne ve esnafın haklarına ne derece bağlı kalınacağına bağlıdır. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un esnafın mağduriyetini gidermeye yönelik talimatları, umut verici bir gelişme olarak kaydedilmiştir.
Ancak süreç boyunca öğrendiğimiz en önemli ders şudur: Esnafın sesi, halkın vicdanıdır. Bu sesi kısmaya, yok saymaya çalışan her girişim, yalnızca başarısızlığa mahkûm değildir; aynı zamanda halkın hafızasına bir utanç vesikası olarak kazınır.
Salepçioğlu İşhanı’nda başlayacak yeni süreci hep birlikte izleyip, esnafın hak ettiği adil çözümleri görmek için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü vakıf kültürü, yalnızca taş duvarlardan ibaret değildir; o, insan hikayelerinde, emeğin onurunda ve adaletin vicdanında hayat bulur.
Mehmet Çopur – 21. 01. 2025
İnstagram: @copurrmehmet , @nvarnyokizmir