Mersin Barosu, İsmail Kılıçarslan’ın ”Sizce de o denli değil mi ?” başlıklı yazısında, Alevi yurttaşları maksat alan ayrıştırıcı ve nefret içerikli tabirlerinin, kamu barışını tehlikeye sokacak özellikler taşıması nedeniyle, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Yeni Şafak Gazetesi Müellifi İsmail Kılıçarslan hakkında, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na kabahat duyurusunda bulundu.
Mersin Barosu Lideri Av. Gazi Özdemir, Mersin Barosu Başkanlığı ismine yaptığı kabahat duyurusunda, Yeni Şafak Gazetesi müellifi Kılıçarslan’ın “Sizce de o denli değil mi?” başlıklı yazısında, aleni bir formda Arap Alevilerine karşı yazılan hakaret cümleleri ile Nusayrilerin maksat gösterilmesi, emsal AİHM kararları, emsal iddianameleri dikkate alınarak Yeni Şafak Gazetesi’nden yayımlamış olduğu yazıya erişimin engellenmesi ve kaldırılması, insanları rencide eden, toplumsal barışı bozup beşerler ortasında kin ve düşmanlık tohumları eken bu yazının müellifinin; yazının yayınlanmasını sağlayan gazete genel yayın direktörünün ve sorumlu yazı işleri müdürünün de TCK 216/1 ve TCK 216/3 kapsamında hakkında kamu davası açılarak cezalandırılmasını talep etti.
Mersin Barosu Başkanlığı, yaptığı cürüm duyurusunda şu sözlere yer verdi:
“YAZI, KAMU BARIŞINI TEHLİKEYE SOKACAK ÖZELLİKLER TAŞIMAKTADIR”
“Şüpheli; hem gazetede hem de internet sitesinde yayınlanan yazısında, Nusayrileri gaye alan yazı demeye bile lisanımızın varmadığı, ahlaki bedellerden mahrum kanılarını dışa vurarak bir yandan Arap Alevileri vatan haini olmakla suçlarken, başka yandan ırkçı bir yaklaşımla “Nusayrilerin öldürülmesindeki haklılığı” açıklama eforu içerisine girmiştir.
Şikâyet konusu yazıda Arap Alevileri hakkında nahoş ve düzeysiz hakaretler kullanmış olduğu alaycı üslup toplumumuzda inanç çatışması oluşturacak, farklı görüş ve inançtaki bireylerin birbirlerine karşı hislerinin değişmesine sebep olacak, hasımlıkları tetikleyecek, dini müsamahayı yok edecek, kamplaşma yaratacak, insanları karşı karşıya getirecek, tahrik edip çatışmaya sevk edecek ve kamu barışını tehlikeye sokacak özellikler taşımaktadır.
“TCK’DA BU CİNS HÜCUMLARI HATA OLARAK DÜZENLEMİŞTİR”
Şüphelinin bu ayrıştırıcı ve hakaret içeren yazısına karşılık belirtmek isteriz ki; Hiçbir ırk başka bir ırktan üstün ve daha özellikli değildir. Gazetecilik; toplumun bedel yargılarına kıymet verilen, bütünleştirici, yapan tenkitlerle toplumun yönlendirilmeye çalışıldığı, etik bir anlayışla ve dikkatle hareket edilmesi gereken bir meslek olarak bilinir. Toplumu ayrıştıran ve bölen bir yaklaşım sergileyen, insanların toplumsal özelliklerini ırksal özelliklerine indirgeyen ve bu indirgemede –kendince- aşağılama yolunu seçerek şüphelinin açıkça saldırgan ve ayrıştıran yazısı ile hata işlediği sabittir.
Düşünce özgürlüğü ve söz özgürlüğü kutsaldır, lakin söz özgürlüğü sınırsız değildir. Tenkit farklı şeydir hakaret farklı şeydir. Bir oburunun inanç ve kanılarına saldırmak, hakaret etmek, aşağılamak hiçbir hukuk sisteminde güzel görülmez. Şikâyet konusu yazıda kelam konusu sonlar ziyadesiyle aşılmıştır.
Tüm toplumlarda din veya inanç taşıdığı hassasiyet gereği daima korunması gereken kavramlar olarak görülmüşlerdir. Bunun sonucunda, en ilkel toplumdan en gelişmişine kadar insanların bu bahislerde fikir ve fikirlerini beyan ederken toplumu rahatsız edici sözlerden ve tabirlerden uzak tutulması için yasalar yapılmış, özel müdafaa önlemleri öngörülmüştür. Gerçekten TCK’nın 216/1 ve 216/3. hususlarıyla getirilen normlar bu çeşit taarruzları kabahat olarak düzenlemiştir. Şikâyet konusu yazıda kelam konusu normlarla korunan hukukî pahalara saldırılarak her iki cürüm da işlenmiştir.”
