Tutuklanarak vazifesinden uzaklaştırılan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, ömrünü yitiren sanatçı Volkan Konak’a, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden veda etti. Çalık, ‘Abi’ olarak seslendiği Volkan Konak için, “O kadar mı üzdüler seni? O kadar mı ağır geldi yüreğine olanlar? Buraları bırakıp göçecek kadar… Beni bu zindanda dört duvar ortasında bıraktın gittin?” dedi.
Beylikdüzü’nün seçilmiş Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden KKTC’de sahne aldığı konser sırasında kalp krizi geçirerek kaldırıldığı hastanede ömrünü yitiren sanatçı Volkan Konak’a veda etti. “Ağabeyim” dediği Volkan Konak için avukatları aracılığıyla bir mektup paylaşan Çalık, mektubunda şu sözlere yer verdi:
“Yolun açık olsun Kuzey’in Oğlu, Maçka’nın yiğit delikanlısı… Alıp başını nereye gittin, hani birlikte hoş günleri görecektik? Bizi adaletsizlik içerisinde bırakıp gittin. Açımla baş başayım abi. Senin gidişin de tuz biber oldu. Gece televizyonu açmaz olaydım. O altyazıyı okumaz olaydım.
“ABİ BİZİ NASIL BİR YERDE BIRAKTIN GİTTİN”
Okuma yazma bilmeyeydim. Abi bizi nasıl bir yerde bıraktın gittin. Toplumsal medyada yaptığın paylaşımları ekranlarda görmüştüm. Koca yürekli abim yanımda demiştim. Çabucak bir şarkını söylemeye başlamıştım duyarsın diye… 99 yılında ben sizi bırakıp gitmemiştim be abi, çaba etmiştim. Sen niçin çaba etmedin abi? Benim hoş yürekli abim niçin uğraş etmedin? Neden bizi bırakıp gittin? Yıktın dağlarımızı yıktın.
“OLANLAR YÜREĞİNE O KADAR MI AĞIR GELDİ?”
Şimal’ini, küçük Volkan’ını ve Derin’ini… Hoş eşin Selma’yı bırakmazdın sen abi. O kadar mı üzdüler seni? O kadar mı ağır geldi yüreğine olanlar? Buraları bırakıp göçecek kadar… Beni bu zindanda dört duvar ortasında bıraktın gittin? Kuzey’in Oğlu bizleri yaktın da gittin… Çok erken gittin Maçka’nın delikanlısı. Artık seni kara toprağa mı koyacaklar? Üstünü de toprakla kapatacaklar?
“CESARETİMİ ALDIN DA GİTTİN”
-Koca yürekli abim uğurlanırken orada olamayacağım. Çok üzgünüm çok… Buradan çıkınca birinci işim koşa koşa senin ziyaretine gelmek. Sen kalem ol ben kağıt yaz beni demiştin. Seni yazmaya ne kalem kâfi ne de kağıt… Cüretimi aldın da gittin. Sevdalarını, kırmızı çizgilerini aldın da gittin. Bize hüzünlerini bıraktın gittin.
-Seni hiç unutmayacağım. İstanbul’a birinci geldiğimde bana açtığın kapıyı unutmayacağım. Maçka yiğit bir evladını kaybetti. Çok sevdiğin topraklardasın artık. Yolun açık olsun hoş abim. Yolun ışıklarla dolu olsun Kuzey’in Oğlu.”