Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski metin muharriri ve eski milletvekili Aydın Ünal, cumhuriyet sermayesinin el değiştirdiğini belirterek boykotun başarısız olacağını söylemiş, boykot yapanlara da “Milletin ve ulusal iradenin önünde diz çökeceksiniz” demişti. “Diz çökeceksiniz” telaffuzuna reaksiyon gösteren TKP, “Hükümete diz çökmüyoruz, Kurtuluş Savaşı kahramanlarının önünde diz çöküyoruz” hareketi gerçekleştirdi. Beşiktaş Meydanı’nda gerçekleştirilen harekette sanatçı Orhan Aydın ve TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan konuşma yaptı.
“YÖNETEMİYORLAR”
Orhan Aydın konuşmasında, “Bizi diz çöktürmeye çalışanlara karşı bugün burada onurlarımızı birleştirerek yan yana geldik. İktidarın ve sömürenlerin bütün ülke üzerine yağdırdığı zulme karşı onurlarımızı birleştirdik. Hergün yeni bir zulümle, yeni bir zalimlikle uyanıyoruz. Yönetemiyorlar. Sırf yolsuzlukları, talanı, palavrası ve din simsarlığını yönetiyorlar. AKP zorbalığının, ülke insnalığını diz çökmeye davet etmesine karşı biz ayaktayız, ayakta kalacağız. Kimlerin önünde diz çökebileceğimize yalnız biz karar vereceğiz” tabirlerini kullandı.
“Ne için diz çöktürtmeye çalışıyorlar bizi?” diyen Kemal Okuyan ise şöyle konuştu:
*İşçilerimiz, işçilerimizi, halkımızı yoksulluğa, açlığa, iş cinayetlerine mahkum ettikleri için mi diz çökeceğiz onlara? Gençlerimizi geleceksizliğe, cehalete, çocuk yaşta çalışmaya mahkum ettikleri için mi diz çökeceğiz?
*Kadınlarımızı şiddete, tacize, tecavüze, cinayete mahkum ettikleri için mi diz çökmemizi istiyorlar. Emeklilere,’Ölün siz, biz sizi beslemek istemiyoruz’ dedikleri için mi diz çökeceğiz onlara? Hayır, diz çökmüyoruz.
*Genel oy hakkını gasp edenlere karşı, seçme ve seçilme hakkımızı elimizden almaya çalışanlara karşı bu halk ayağa kalktı. İnsanlara gazla saldırdılar, ‘Ben bu ülkeye sahip çıkıyorum’ diyen gençlerimizi tutukladılar. Onları tutuklayacaklar, biz de diz çökeceğiz o denli mi? Diz çökmüyoruz, boyun eğmiyoruz.
“HALKIMIZ YOKLUKLA BOĞUŞUYOR”
*Halkımızın büyük çoğunluğu ne yazık ki açlık ve yoksullukla boğuşuyor. Adaletsizliğin kaynapında bu var, hukuksuzluğun kaynağında bu var, zorbalığın kaynağında bu var. Bu alçak sistem, bu kahrolası sistem sürsün diye bütün bu hukuksuzluklar, baskılar.
*Diz çökememizi de bu yüzden istiyorlar işte. Bu tertip devam etsin diye. Bu tertip sürsün diye diz çökmemizi istiyorlar. Biz eninde sonunda, bu alçaklığı, bu yıkılası tertibi kesinlikle değiştireceğiz. Diz çökmeyerek, boyun eğmeyerek, örgütlenerek, çaba ederek bunu yapacağız.
*Yaşanamayacak, içimizi karartan bir tablo var. Artık bize, yine bu ülkeyi ayağa kaldırmak, yaşanası bir vatan haline getirmek üzere bir vazife düşüyor. Bu misyonu yerine getirirken, bu ülkede uygun için, hoş için, adalet için, haklı olan için, doğrular için, bağımsızlık için, laiklik için eşitlik için çaba eden herkes önünde hürmetle eğilme gereksinimi duyuyoruz.
*Madem bizi diz çökmeye çağırdılar. Biz onlara şunu söylüyoruz, zorbaların, zalimlerin, sömürücülerin önünde diz çökmüyoruz. Fakat, 100 yıl kadar evvel, bu ülkede saltanata, saraya, hilafete, emperyalistlere, işgale karşı meydan okuyan kahramanlarımız, bütün Anadolu halkı, onların öderleri Mustafa Kemal için hürmetle eğiliyor ve diz çöküyoruz.
Okuyan’ın kelamlarının akabinde kalabalık diz çökerek aksiyonu sürdürdü. Bu sırada Orhan Aydın, Nazım Hikmet’in Kuvayi Ulusala yapıtından bir kısım okudu.
