(İZMİR) – İzmir‘de Çayırlı Mahallesi sakinleri, Tire- Belevi yolunun Çayırlı mevkisinde güzergah değişikliğine gidilerek tez kamulaştırma kararı ile yüzlerce zeytin, incir ve çam ağacının kesilecek olmasını protesto etti. Tire Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yapan mahalle sakinleri yetkililere “Biz bir avuç çapulcu değiliz, köylüyüz. Yalnızca asırlık zeytin ve incir ağaçlarımızın kesilmesini istemiyoruz ” diye seslendi.
İzmir’de Tire-Belevi yolunun, mevt ve yaralanmalı kazalar meydana gelmesi ve günün gereksinimlerine karşılık vermemesi nedeniyle Binali Yıldırım’ın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı döneminde başlayan yenileme çalışmaları sürüyor.
Yolun Çayırlı mevkisinde güzergah değişikliğine gidilmesi vatandaşların reaksiyonuna neden oldu. Kırsal Çayırlı Mahallesi içinden geçen mevcut yolun genişletilmesi beklenirken, iptal edilerek yolun mahallenin üst tarafından geçirilmesi ve bunun için ivedi kamulaştırma kararıyla binlerce zeytin, incir ve çam ağacının kesilecek olmasına mahalle sakinleri protestolarla reaksiyon gösteriyor.
Tire Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yapan mahalle sakinleri “Zeytin ağaçları Kur’an’da kutsaldır, kutsal katliama hayır” yazılı pankart açarak, yetkililere seslendi.
“Danıştay’a dava açtık”
Mahalle sakinleri ismine Zehra Yıldırım tarafından okunan açıklamada, “Bizler Çayırlı köylüleriyiz. Belevi-Tire karayolu üzerinde yol genişletme çalışmalarının gelip dayandığı, ismi üzere yemyeşil çayırlarla kaplı. Şu günlerde hiç kimsenin haberi olmadan güzergahı değiştirilerek, köyümüzün üzerinden akla mantığa sığmayan, bilimin kilometrelerce uzağındaki yol projesinin uygulanmaya başladığı köy. Sessizce alınan, kimsesizlere dayatılan hukuka karşıt karar. Gövdelerine kırmızı boya ile çarpı işareti konulan bazıları asırlık zeytin, incir, çam ağaçlarımızdan sürülüyoruz. Bu tez kamulaştırma kararının iptali için Danıştay’da yürütmeyi durdurma talepli dava açmış bulunuyoruz” denildi.
Acele kamulaştırma kararının ilgili yasa ve hukuka ters olduğu vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Çayırlı köylülerimizin ömrünü sürdürdüğü, geçimini sağladığı incir ve zeytin üretilen zeytinlik yerlerinin kamulaştırılmasında hiçbir kamu faydası kelam konusu değildir. Hazırda mevcut olan yol yerine öteki bir yolun zeytinliklerin, incir bahçelerinin içerisinden geçirilerek yapılması kamu faydasına değildir. Biz Çayırlı köylüleri, bizi görünmez kılanlara, hakkımızı gasbedenlere, toprağımızı, ekmeğimizi, tek umudumuzu, bahçelerimizi almak isteyenlere çocuk üzere büyüttüğümüz ağaçlarımıza göz koyanlara sesleniyoruz. Bizler yola karşı değiliz. Köyümüzün altından geçecek olan projeyi istiyoruz. Asırlık zeytin ağaçlarımızın kesilmesini istemiyoruz. İncir bahçelerimizin talan edilmesini istemiyoruz. Biz bir avuç çapulcu değiliz, köylüyüz. Yalnızca asırlık zeytin ve inciri ağaçlarımızın kesilmesini istemiyoruz.”
“Canımız değerine da olsa asla vazgeçmeyeceğiz”
Mahalle sakini Fethiye Yıldırım da şöyle konuştu:
“Çayırlı köyünde yaşayan ve katledilecek binlerce zeytin sahiplerinden biriyim. Ben burada yalnızca vicdanlara seslenmek istiyorum. Yalnızca 1,52 kilometre yol için yüzlerce, binlerce ağacımızı yok ederken bizim acı çığlığımızı görmeyen, duymayan vicdanlara, ceddimizden kalan zeytin incir ağaçlarımıza sahip çıkmakla bizi bir avuç çapulcu vicdanlara hiç kimseden kabaca dilenmiyoruz. Biz merhamet dilenmiyoruz, ekmek dilenmiyoruz. Biz bizim olan ekmeği, emeği dileniyoruz. Bir atasözü var. Umut yoksulun ekmeği diye. Ben umudumu yitirmek istemiyorum. Umut ediyorum devlet büyüklerimiz bu kadar duyarsız olamaz. Umut ediyorum ki bu ağaç katliamına göz nazaran göre vicdanları reaksiyonsuz kalamaz. İnsanların ekmeğini yok etmek hiçbir vicdana sığmaz. Bizim bu süreçte çaldığımız bütün kapılar yüzümüze kapandı. Bizi görmediler, duymadılar. Ancak biz bize yeteriz. Biz bu uğraşımızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Canımız değerine da olsa asla vazgeçmeyeceğiz. Sonucu ne olursa olsun, emeğimizi, ekmeğimizi müdafaaya devam edeceğiz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Zeytinlerimize dokunmayın. Emeğimizden elinizi çekin.”
“Ben incir bahçesini sırtımda güğümle su çekerek büyüttüm”
Mahalle sakini Birsen Keskin de “Ben incir bahçesini sırtımda güğümle su çekerek büyüttüm. Bir incir, bir zeytin ağacı nasıl büyür? Onları bir bebek üzere sara sara, kucaklaya kucaklaya, sevgiyle büyüttük. Meyvesini yiyoruz artık. Dokunmayın bizim incir bahçemize. Dokunmayın bizim zeytin bahçelerimize. Ne olur, büyük yetkililere sesleniyorum. Dokunmayın. Köyün üstünden geçmeyecek yol. Köyün altından geçecekti hani. 20 günün içinde nasıl döner bu proje? Büyük yetkililerime söylüyorum. Biz neler çektik o ağaçlar büyüyene kadar? Ne olursunuz projeyi değiştirin. Ne olursunuz bizim sesimizi duyun” dedi.
“Kredisini ödüyorum zeytinliklerin, çocuklarıma onlarla bakıyorum”
Mahalle sakini Tülay Yıldırım da “Kredisini ödüyorum zeytinliklerin. Yapmayın bize bunu. Ne olursa olsun ben ağaçlarımdan vazgeçmeyeceğim. Çocuklarıma ben onlarla bakıyorum. Ben nereye gideyim. Benim bir emekliliğim, zeytinlikten öteki gelirim yok” diye konuştu.
