Sıfırın altına düşen hava şartlarında yaktıkları ateş önünde konuşan Remziye Macit, “Bizim 4 gündür elektriklerimiz gidip gidip geliyor. Burada yaşlılarımız var, çocuklarımız var. Çamaşırhanemiz rezil durumda. Çadırımız çökmüş. Çamaşırhanenin su boruları hepsi patlamış. Makinelerimiz donmuş. Ne Yapacağız? Kim bize yardım edecek? Isınmak için dışarıda ateş yakıyoruz, toplanıp ısınıyoruz” dedi.
Malatya’nın Yeşilyurt ilçesi Hıroğlu Mahallesi’nde sarsıntı sonrası konteynerlerde yaşamını sürdürmeye çalışan sarsıntı mağdurları, kış şartlarının kendini yeterlice hissettirdiği şu günlerde elektrik kesintileri nedeniyle ısınma sorunu yaşıyor. Konteynerde elektrikli ısıtıcılar dışında diğer ısınma aracı kullanamayan mağdurlar, elektrik kesintileri karşısında battaniyelere sarılarak, dışarıda ateş yakarak soğuk havaya karşı ısınmaya çalışıyorlar.
Konteyner mağdurları elektrik problemlerinin yanı sıra çamaşırhanenin borularının patlak, çadırı çökük, elektrik kabloları yerlerde tehlike arz ettiğini belirterek sahipsiz olduklarını lisana getiriyor.
“Allah’ın isteği için oy vakti buradan çıkmadınız. Artık neredesiniz?”
38 konteynerin bulunduğu ve 200 kişinin ömür uğraşı verdiği alanda ailesi ile yaşayan Remziye Macit, şunları söyledi:
“Bizim 4 gündür elektriklerimiz gidip gidip geliyor. Burada yaşlılarımız var. Çocuklarımız var. Devlet büyüklerimize sesleniyorum bizimle kim ilgileniyor? Aksa’yı arıyoruz benim işim değil diyor. AFAD’ı arıyoruz bize bağlı değilsiniz diyor. Büyükşehri arıyoruz adamın bana verdiği yanıt, ‘CİMER’i arayın dilekçe yazın’ diyor. Diyorum ki dilekçenin karşılığı geç gelir. ‘O sizin sorununuz’ diyor. Bak, ses kaydı alıyorum; bunu söylerim diyorum. ‘O senin sorunun bildiğin yere git’ diyor telefonu yüzüme kapatıyor. Biz ne yapacağız? Çamaşırhanemiz rezil durumda. Çadırımız çökmüş. Çamaşırhanenin su boruları hepsi patlamış. Makinelerimiz donmuş. Ne Yapacağız? Kim bize yardım edecek? Isınmak için dışarda ateş yakıyoruz, toplanıp ısınıyoruz. Nasıl ısınacaksak. Söylediğimiz vakitte polisleri buraya gönderiyorlar. Biçareler ne yapsınlar? Dışardakilerle mi uğraşsınlar? Bizimle mi uğraşsınlar? Adamlar burada bizimle donuyor.
Her yeri arıyorlar ancak kimseden ses seda yok. Yok şalter değerliymiş da değiştiremiyorlarmış. Bu türlü bir şey var mı Allah, aşkına ya? Bizim valimiz nerede? Bizim kaymakamımız nerede? Bizim belediyemiz liderimiz nerede? Allah’ın isteği için oy vakti buradan çıkmadınız. Artık neredesiniz? Burada 38 konteyner var, 200 kişi yakın insan yaşıyor burada. Biz nereye bağlıyız? Kim bizimle ilgileniyor? Biz AFAD’dan hiçbir takviye almadık. Bu konteynerleri da Ahmet Çalık, ‘iş gücü rast olsun’ getirdi, buraya koyduk da sığındık. “
“Sorunu kimse çözmüyor”
Aradıkları elektrik kurumunun “Bu bizim işimiz değil AFAD’ı arayın”; AFAD’ın da “Bu bizlik bir şey değil, Büyükşehir’i arayın” dediklerini belirten Murat Macit ise şunları söyledi:
“Malatya’ya Yeşilyurt doğumluyum. Burada doğduğum, burada büyüdüm, burada ikamet ediyorum. Burada iki yıldır, zelzeleden beri ikamet ediyorum. Şu anda yaşadığımız sorun, 4 gündür, hatta 5 gündür ‘Bugün 5’inci gün’. Elektriğimiz daima kesiliyor, şalter atıyor; ana trafodan. Ve biz kendi imkanlarımızla maalesef o şalteri kaldırmak zorunda kalıyoruz, can tehlikesiyle birlikte. Grupları çağırdığımız vakit, Aksa’yı çağırdığımız vakit, bu bizle ilgili bir şey değil, AFAD’ın yapması gerektiğini söylüyor. AFAD’ı arıyoruz, ‘bu bizlik bir şey değil’ Büyükşehir’in yapması gerekiyor. Dün biz burada toplandık, mecburen ateş yakmak zorunda kaldık. Zira konteyner bu, içindeki elektrik olmadığı vakit, ısıtıcının çalışmadığı vakit, dışarıdan soğuk aldı. Ateşimizi yaktık, kırk beş tane polisle doldu. Yani polislerin bir kabahati yok, polisleri yığarak bir tahlille getirilemez. Şu an dün yaptıklarını zannettik, dün bir şeyler yapıldı, yapılmamış. Bugün de yapılıyor lakin adam diyor ki, şu an benim yaptığım da meşakkat, mesela yangın çıkar diyor. Bizim de şu an can tehlikemiz var. Yani biz meselelerimiz var, biz devletin düşmanı değiliz. Biz devletimizi, milletimizi seven insanız. Bizim tek kaygımız tahlil, tahlil, tahlil. Diğer bir kasvetimiz yok.”
“Bu halimizle donuyoruz”
92 yaşındaki Zeynep Bozdemir, ateş etrafında ısınanları işaret ederek, “Biz rızkımızı yedik, bunların rızkının peşindeyiz. Fakat yazık oluyor bize. Bu halimizle vallahi donuyoruz. Baksan âlâ olur. Bakmasan da ne yapalım. Allah için bu milletin hepsi donuyor” dedi.
Deprem sonrası konteynerde yaşayanlardan Seher Telli, “Bizim kaygımız dağlar kadar. Allah hepimize yardımcımız ola. Donuyoruz, ölüyoruz. Allah canımızı alır da kurtulalım. Daha ne diyeyim” tabirlerini kullandı.
