3 Kasım 2022’de meydana gelen olayda His Bölükbaş, erkek arkadaşı Emre Turan ile yaşadığı konutta havlupanda asılı olarak bulundu. Olayın akabinde başlatılan soruşturmada Emre Turan tutuklanarak cezaevine gönderilirken, Emre Turan’ın halsı S.T. tutuksuz yargılanmaya devam ediyor.
Olayla ilgili başlatılan soruşturmada Turan ile halası S.T. hem polise hem de aileye Bölükbaş’ın intihar ettiğini söyledi. İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü Biyoloji İhtisas Dairesi’nden alınan raporda Duygu’nun tırnak örneklerinde ve tişörtünde Emre Turan’ın DNA’sının bulunduğu belirtildi.
İNTİHAR BELGESİ CİNAYETE DÖNDÜ
Ailesi ve yakınları da verdikleri tabirlerde His Bölükbaş’ın intihara meyilli biri olmadığını belirtti. Soruşturmada site güvenlik vazifelilerinin tabirinde, Emre Turan’ın daha evvel elinde bıçakla meskene girmeye çalıştığı öğrenildi. Soruşturma sonunda elde edilen bilgi ve evraklar ışığında, olayın ‘kasten öldürme’ kabahati olduğunun kıymetlendirilmesi üzerine Emre Turan hakkında geçen yıl mart ayında gözaltı kararı çıkarıldı. Üzerine atılı suçlamaları reddeden Turan, olaydan yaklaşık 1,5 yıl sonra 22 Mart 2024’te tutuklandı.
TANIKLARA KELAM VERİLDİ
Sanıkların yargılanmalarına bugün devam edildi. İzmir 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ikinci duruşmaya tutuklu sanık Emre Turan ve tutuksuz sanık S.T.’nin yanı sıra Bölükbaş’ın annesi Nuriye Bölükbaş, babası Selahattin Bölükbaş, kardeşleri, ailenin avukatı Levent Kayha, sanık avukatı Muhammet Emre Tayyar ile Bekir Sıtkı Hastürk, Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri katıldı. Duruşmada şahitlere kelam verildi.
Sitenin resepsiyon vazifelisi Ş.B, “Olay anında çıkmaya hazırlanıyordum. S.T. daireye konuk olarak geldiğini söyledi. Daireyi aradım lakin uzun müddet açılmadı. Birkaç kere deneyip yanıt alamayınca özel sınırından Emre Beyefendisi aradım tekrar cevap gelmedi. Tekrar tekrar denedim ve Emre Bey telefonu açıp ‘Gelsin’ dedi. S.T. de gitti. Ben işten çıkarken Duygu’yu 112 işçileri sedyeyle götürüyordu.
‘EMRE’DEN KORKUYORDU’
Sitede market işleten ve Duygu’nun da arkadaşı olduğunu söyleyen şahit A.Y, “İş yerime gele gide dost olduk. Mezeci açmak istiyordu. Dükkan açmışlardı emeği çoktu. Emre’den korkuyordu. Her türlü şiddete maruz kaldığını, uyguladığını söylüyordu. Bedenindeki morlukları gösteriyordu. Bir gün telefonla arayıp hengame ettiklerini ve Emre’nin kendisini İstanbul’a gönderdiğini söylemişti. Ben de gelmemesini kendini kurtarmasını söyledim. Ailesinden durumu saklıyordu. Olay günü ambulansın geldiğini görünce merak edip dışarı çıktım. Emre merdivende yalnız başına oturuyordu. Sedyeyle bembeyaz örtüyle birini çıkardılar. Bayan olduğunu duyunca His olduğunu anladım. Emre çok sakin ve rahattı. Hiç üzülmüş üzere değildi. Dertliydi. İş yerime gelen birtakım müşterilerim o akşam Duygu’nun yardım çığlığını duyduklarını söylediler” dedi.
‘TANIĞIN BİLGİSİ, GÖRGÜSÜ YOK’
Tanık beyanlarına karşı kelam verilen sanık Emre Turan, kendisine iftira atıldığını belirterek hatasız olduğunu savundu. Sanık avukatı Muhammet Emre Tayyar ise “Tanığın hiçbir bilgisi, görgüsü yok. Belgeyi takip eden basın mensupları var. Artık bu beyanlar haber olacak. İnsanların acılarına ortak olmak için olmayan konular yaşanmış üzere bir çalışma var. İsimli tıp kurumlarımız epeyce gelişmiştir. Raporda mevt sebebi ASI olarak geçmektedir. Boğulma olsaydı o denli geçerdi. Bu türlü bir kanıt yok” dedi.
Savunmaların akabinde argüman makamı, sanığın tutukluluk halinin devamı istikametinde mütalaa sundu. Sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden heyet, His Bölükbaşı’na ilişkin telefon incelemesi için ekspere gönderilmesine karar verip davayı 16 Mayıs’a erteledi.
