AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Kongre Merkezi’nde “Dünya İnsan Hakları Günü Kardeşliğin Yüzü Programı”nda açıklamalarda bulundu.
Erdoğan burada yaptığı konuşmasında “İnsanlık imtihanını muvaffakiyetle verdik. Suriyelileri 13 yıl konuk ettik” tabirlerini kullandı.
“KAPIMIZA GELENE ‘KÜRT MÜSÜN TÜRK MÜSÜN ARAP MISIN’ DİYE SORMADIK”
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
Türkiye asırlardır mazlumlara yur olmuş müşfik ve merhametli bir ülkedir. Kapımıza gelene Türk müsün Arap mısın Kürt müsün diye sormadık. Bizden yardım dileyene Müslüman mısın Yahudi misin Hristiyan mısın diye sormadık. Türkiye’ye sığınana sen beyaz mısın siyah mısın diye sormadık. Muhtaçlık sahiplerinin kimliğine bakmadan inancına aldırmadan yalnızca ülkemizin değil gönül dünyamızın kapılarını da arkasına kadar biz açtık. Hem Gazze mezaliminde hem de Suriye krizinde kardeşlerimizi asla yalnız bırakmadık.
“TÜRKİYE, SURİYE KRİZİNE VİCDANLI YAKLAŞMIŞTIR”
Filistin’e en fazla takviye sağlayan ülkelerdeniz. İsrail hükümetine en net yansıyı veren ülke tekrar Türkiye’dir. Ülke ve millet olarak insanlık imtihanını muvaffakiyetle verdiğimiz yerlerin başında komşumuz Suriye geliyor. Birinci günden beri bu problemde durduğumuz yer belirlidir. Tavrımız belirlidir. Kelam ve aksiyonlarımız apaçık ortadadır.
Türkiye, Suriye krizine ebediyen vicdan odaklı yaklaşmıştır. Komşuluğumuzun gereği neyse sıkıntı devirde bunu yapmaya çaba ettik. Suriyeli muhacirleri ensar ruhuyla en hoş biçimde konuk ettik. Biz ensarız dedik. Münasebetiyle bir muhacir neyi yapıyorsa işte biz bunu yapmaya mecburuz. Sizi kovacağız diyen bu ülkedeki ana muhalefete karşın dedik. Elbette bu süreci zehirlemek isteyenler de oldu. CHP’nin eski genel başkanı Nazivari ırkçı söylemlerle milletimizi galeyana getirmeye uğraş ederken ailelerini bir gecede terk etmek zorunda kalan mazlumlara vicdansızca saldırdılar. Bu garibanları gaye haline getirmekten utanmadılar. Sonuçta vicdan kazandı, insanlık kazandı, merhamet kazandı, dayanışma kazandı, aziz istekli olmak kazandı.
“CHP DİKTATÖR NE DEMEK ÖĞRENSİN”
Şimdi CHP’nin ve birtakım faşist kümelerin bu olumlu iklimi de sabote etmeye çalıştıklarını görüyorum. CHP’nin Şam’daki müttefiklerini kaybetmenin kuyruk acısıyla mülteci düşmanlığını köpürtmesi bu siyasi parti ismine bir utanç vesikasıdır. Ülke ülke dolaşarak Türkiye’yi yabancılara şikayet ettiler. Bize bühtan eden CHP ve yandaşlarına tavsiyem, diktatör kime denir görmek istiyorlarsa Suriye’den gelen hapishane manzaralarını seyretsin. Diktatörün ne olduğunu öğrenmek istiyorlarsa Baas rejiminin günah galerisine bir baksınlar.
“GÖNÜLLÜ DÖNÜŞLER GİDEREK ARTACAK”
CHP ve ortakları ne yaparsa yapsın biz istekli geri dönüşleri de inşallah vakarla yöneteceğiz. Eminim siz de gururla takip ediyorsunuz.
