CHP Medya ve Halkla Bağlantılardan Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Burhanettin Bulut, Manisa’da partisinin Kurumsal İrtibat Buluşması’na katıldı. Bulut, CHP’li vilayet ve ilçe yöneticileri ile belediye liderlerinin katıldığı toplantı sonrası ANKA Haber Ajansı’na ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Bulut, “Manisa’da örgütlerimizle, örgüt yöneticilerimizle toplandık. Bu toplantıların birkaç gayesi var. Türkiye şu anda çok karanlık bir periyotta. Toplum gerçeklerden uzaklaştırılmış, haber alma kanalları tıkanmış durumda. Haberlere can veren ana damarlar susturuluyor, bir taraftan basına soruşturmalar. Başka taraftan kamuoyunda hiç olmayan şeyler üzerinden fırtına kopartıp soruşturma açmalar memlekette soruşturma açılmayan hiçbir kesim kalmadı. İş dünyasına soruşturma açılmış durumda. Belediye liderlerine, meclis üyelerine, sanatkarlara her alanda endişe iklimi oluşturulmuş durumda. Algıyla gerçekler yer değiştirmiş durumda. Hangisi gerçek? Hangisi palavra? Şu anda havada. Bu kurumsal bağlantıda aslında topluma gerçekleri sunma açısından bizlere düşen misyonları aktarmış olduk” dedi.
‘İNSANLARA BASKI YAPMANIN MANASI YOK’
Bulut, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında “PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak” hatasından 15 yıla kadar mahpus cezası istemiyle düzenlenen iddianamenin kabul edilmesine ait olarak, şunları kaydetti:
“Ahmet Özer’in uzunca bir müddet evvel iddianamesi hazırlanamadı. Sonra çıkan şeye bir baktık bir çatı örgüt oluşturulmuş. Lakin halbuki o çatı örgüt esasen var olan bir şey. Sözcüsü mecliste. Kent uzlaşısı denilen kavram… Aslında biz bunu konuştuk. Lakin kent uzlaşısı yalnızca Kürtlere ait ya da DEM Parti’ye ait değildi ki. Bizim meclis üyelerimizin içerisinde Saadet Partili, Milliyetçi Hareket Partili, Adalet ve Kalkınma Partili, her partiden beşerler var. Sonuçta biz esasen dedik ki sandıkta bir ittifak yapıyoruz. Türkiye İttifakı bunun ismi. Bize Kürt muhafazakarlar, dindarlar, aklınıza gelen Türkiye’de var olan tüm kısımlardan oy almaya talibiz ve bu oyu aldık. Çıkan sonuçlar ortada. O açıdan bu türlü bir senaryo üzerinden insanlara baskı yapmanın, mahpusa atmanın manası yok. Bir tarafıyla diyorsunuz ki İmralı’yla görüşüyoruz, Kandil’e gideceğiz. Temsilciler atanıyor. Bu tartışmalar varken kent uzlaşısından ya da 12 yıl evvel yapılan bir görüşmeden beşerler mahpusa atılır mı? Burada bir samimiyet bekliyor insan.”
‘TÜSİAD ‘ELEŞTİRİSİ: ‘SİNDİRME OPERASONU’
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Lideri Ömer Aras hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği karşıt bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla 1 yıl 3 aydan 5 yıl 3 aya kadar mahpus istemiyle dava açılmasına ait ise Bulut, şunları lisana getirdi:
“Ülkedeki huzur ticareti etkiliyor. Haliyle bunlar da ticaret yapan Türkiye’de en yüksek derecede iş yapan insanlardan oluşan bir yapı. Haliyle hem üyeleri müdafaaya yönelik hem ülkeye dair kaygılarını söz ediyorlar. Bu birinci kere yapılan bir şey değil. Her vakit yapılıyor. Bunu herkes söyleyebilir. Artık bu türlü bir soruşturma açmanın kime yararı var Allah aşkına? Türkiye’de ticaretin gelişmesini istiyorsunuz. Dış kaynak arıyorsunuz. Bir taraftan enflasyonla çaba ediyorsunuz. Bir taraftan üretim artsın diyorsunuz. Bir taraftan üretim artarken, istihdamı arttıralım, insanların refah hissesini yükseltelim diyoruz bir taraftan iş dünyasını korkutuyorsunuz. Bu da açıkçası iç siyasete yönelik iktidarda kalmaya yönelik sindirme operasyonu. İsterse iktisat batsın, isterse beşerler aç kalsın, kâfi ki biz iktidarda kalalım. Bunun gösterdiği sonuç bu.”
‘BİR O KALMIŞTI…’
Bulut, yemek eleştirmeni Vedat Milor’a Üsküdar’da gittiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin Kent Lokantası’nın örtülü reklamını yaptığı gerekçesiyle Ticaret Bakanlığı tarafından yazılı açıklanma istenmesine ait ise şunları kaydetti:
“Bir o kalmıştı. Yani soruşturma açılmadık bir orası vardı. Allah aşkına Kent Lokantası dediğiniz yerde şu anda kuyrukta beşerler. Daima yeni Kent Lokantaları açılıyor. Bu hususta aslında iktidarın utanması gerekiyor. Ülkeyi getirdiği hal itibariyle beşerler aç. Beşerler artık yoksulluk hududunda değil. Açlık sonunun altında. Minimum fiyata bakın, ortalama geçim sayılarına bakın. Açlık sonunu beşerler. Haliyle insanı sıra bekleyerek kuyrukta et alıyorlar. Temel gereksinimlerini almak için kuyrukta bekliyorlar. Kent Lokantası da o denli. Açtığımız her yerde kuyruk var. Siz artık kimi cezalandırıyorsunuz? Bu türlü bir reklama gereksinimi olmayan insanların kuyrukta beklediği bir yere açtığınız soruşturmadan kimi cezalandırmayı umuyorsunuz? Bir soruşturma açmadıkları herhalde belediyelerin hizmet alanı kreşler. Bari onlara da soruşturma açsınlar. Kreşe neden çocuk gönderdin diye ebeveynlere, annelerine, babalarına. Yetmedi, çocuklara açsınlar bari soruşturma.
‘İKTİDAR DERDİN ŞİDDETİNİ ARTIRDI’
Bu iklim gerçek bir iklim değil. Toplumun huzurunu, ekonomiyi bozan ve bu hususlarda birinci sorumlu kişi bunu düzeltmesi gereken iktidar bunu düzeltmek yerine burada topluma oluşturdukları tasanın şiddetini artırdı. Bu halde bir ülkenin yönetilme bahtı yok. Yargı ya da başka devlet kurumları herkese lazım. Bugün o müdahale ettiğin kurumlar yarın çok büyük bir felaketle dönüşüyor. 15 Temmuz’u bu ülke yaşadı. 15 Temmuz’a giden yol bu devlet kurumlarına, yargıya müdahalelerle başladı. Daha öteki hangi felaketi bekliyoruz?”
