FETÖ’cü savcı ve yargıçların kumpasıyla müebbet mahpusa mahkum edilen ve 7.5 yıl cezaevinde yatan emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan SÖZCÜ aracılığı ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’na seslendi. Doğan geçmişte yaşadığı deneyimlerinden yola çıkarak, Dilek İmamoğlu’na tavsiyelerde bulundu ve şunları söyledi:
EŞİMİN SESİ OLMUŞTUM
“Biz bunları çok yıllar evvel yaşadık. Kâbus üzereydi. Zira kimse aslında ne olduğunu bilmiyordu. Alıp götürdüklerinde trafik duracak sandık. Vakit duracak, herkes isyan edecek zannettim. Yaklaşık 15 gün daima ağladım. Baktım ki hiçbir şey değişmiyor…
Dilek Hanım bana nazaran daha şanslı. O devirde herkes ne olduğunu anlamamıştı bu olayları, çözememişlerdi. Büyük bir kısmı da ‘Mutlaka bir şey yapmışlardır ki içeri alındılar’ diye düşünüyorlardı. Bu nedenle dayanak görmedik. Bir açıklama yapmaktan bile çekiniyorlardı. Artık millet uyandı ve Dilek Hanım’ın gerisinde milyonlar var. O periyot eşimin sesi olmuştum. Ben de birinci açıklamalarımı yaparken dizlerim titriyordu. Hiçbir vakit çabayı elden bırakmasın. Esasen gördüğüm kadarıyla da bırakmıyor.
AYNI ŞEYLERİ YAŞADIM
Çok da hoş açıklamalar, konuşmalar yapıyor. Dilek Hanım birinci mikrofona çıktığında çok heyecanlıydı. Tıpkı şeyleri ben de yaşadım, daha sonra insan yürekleniyor. Bizim ayakta kalabilmemizin tek nedeni yanlışsız ve haklı bir yerde olmamızdı. Biliyorduk ki eşlerimiz hatasız ve iftiraya uğradı. Birebir şeyleri şimdi Dilek Hanım yaşıyor lakin haklı olduğunun şuurunda. Gerisinde milyonlar var. O da sonuna kadar bu çabayı götürecek biz de onun ardındayız. Eşinin sesi olmaya devam et…”
Haklılığımız ayakta tuttu
Dilek İmamoğlu’nun yaşadıklarını kendisinin yıllar evvel yaşadığını belirten Nilgül Doğan, eşi Çetin Doğan’ın götürülmesinin kendisini çok etkilediğini lakin çabayı bırakmadıklarını söyledi. Nilgül Hanım, “Bizim ayakta kalabilmemizin tek nedeni hakikat ve haklı olmamızdır” diyerek, Dilek Hanım’a yılmadan yürümesini söyledi. Nilgül Doğan, eşinin özgürlüğüne kavuşabilmesi için verdiği uğraşla kumpas davalarında cezaevine atılan askerlerin ailelerine öncülük etmişti.
