Boyları yaklaşık 3 ila 6 metre, tartıları ise 40 ila 60 ton olan, yabani hayvan figürlü “T” biçimli dikili taşlarıyla meşhur Göbeklitepe’de avcı-toplayıcı insanlardan tarıma geçiş sürecine, dev dikili taşların inşa edilme kademelerine kadar her ayrıntı, etkileyici bir görsel şölenle anlatılıyor.
Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan, Göbeklitepe’nin neolitik devrin en kıymetli merkezlerinden biri olduğunu vurgulayarak, tarihi alanın manasını daha uygun kavrayabilmek için sanal canlandırma merkezinin büyük katkı sağladığını belirtti. Merkezde, Buzul Çağı’ndan neolitik periyoda geçiş, avcı-toplayıcılıktan tarıma ve hayvanların evcilleştirilmesine uzanan insanlık tarihi, animasyon ve belgesellerle ziyaretçilere aktarılıyor.
BENZER BİR TECRÜBENİN EŞİ YOK
Göbeklitepe’yi ziyaret edenler, evvel sanal canlandırma merkezinde geçmişe yanlışsız bir seyahate çıkıyor. Dev dikili taşların nasıl inşa edildiği, neolitik devrin insanlarının nasıl yaşadığı ve insanlık tarihinin bu en değerli dönüm noktalarından birinin nasıl formlandığı, gözler önüne seriliyor.
Ziyaretçilerden biri olan 11 yaşındaki Mehmet Bektaş, “Burası şahane bir yer! Kendimi eski vakte gitmiş üzere hissettim. Herkesin gelip görmesi lazım.” diyerek tecrübesini paylaştı. 7 yaşındaki Ümit Yıldız ise izlediği animasyonları, ünlü çizgi sinema “Rafadan Tayfa Göbeklitepe”ye benzeterek, “Çok hoş yapmışlar, uygun ki geldim.” sözlerini kullandı.
Ziyaretçiler ortasında yer alan Nurgül Günal ise etkileyici tecrübesini şu sözlerle anlattı: “İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Buradaki yaşantıyı birebir hissediyorsunuz. Göbeklitepe’yi daha âlâ anlamak için mutlaka bu merkezi gezmek gerekiyor.”
Uzmanlar, Göbeklitepe’yi keşfetmeden evvel sanal canlandırma merkezini gezmenin, bu tarihi alanı daha uygun anlamak açısından büyük ehemmiyet taşıdığını belirtiyor. Burada sunulan görsel anlatımlar, Göbeklitepe’nin nasıl şekillendiğini ve insanlığın medeniyete geçiş sürecini etkileyici bir biçimde gözler önüne seriyor.
