Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Rektörü Erhan Afyoncu, katıldığı bir televizyon programında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen teğmenlerin okuduğu subay andı ve ihraç sürecine ait değerlendirmelerde bulundu.
CHP Ulusal Savunma Bakanlığından (MSB) Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Afyoncu’nun açıklamalarına yaptığı yazılı açıklamayla reaksiyon gösterdi. Bağcıoğlu, şunları kaydetti:
“BÜYÜK BİR İFTİRAYA İMZA ATTI”
”MSÜ Rektörü Sayın Erhan Afyoncu, dün gece bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalarla türel sürece müdahale etme eforu içinde olduğunu bir kere daha göstermiştir. Teğmenlerin idari yargıda devam eden süreçlerini hiçe sayarak kamuoyu önünde bir yargılama yürütmeye kalkması, adil yargılanma hakkına açık bir müdahale olmuştur. Ayrıyeten, muhalefet milletvekillerini gaye alarak olayı siyasallaştırmaya çalışan tarafın kendisi olduğu gerçeğini göz arkası etmiştir. Bunun yanı sıra, teğmenleri muhalefet milletvekilleriyle irtibatlı göstermeye çalışarak büyük bir iftiraya imza atmıştır. Halbuki muhalefet milletvekilleri özelikle de CHP, sürecin başından itibaren teğmenlerin ziyan görmemesi ve olayın siyasete dahil edilmemesi için büyük bir hassasiyet göstermiştir. Bu süreçte dikkat çeken bir öteki konu ise başta kendisi olmak üzere mevcut sıralı amirlerin, toplumsal medya ve basın üzerinden teğmenlere yöneltilen mevt tehditlerine ve ahlaksız akınlara sessiz kalmasıdır. 30 Ağustos’tan itibaren yaşananlar ortadadır. Teğmenleri maksat gösterenler, süreci provoke edenler ve olayları siyasallaştıranlar muhakkaktır. Rektörün bu açıklamaları, milletin reaksiyonunu artırma eforundan öteye gitmemektedir.
ASKERİ HASTANE YANITI
Öte yandan, Sayın Afyoncu’nun dünkü programda askeri sıhhat sisteminin tekrar açılabileceğine dair tabirleri de dikkate bedeldir. Bugün gelinen noktada, MSÜ Rektörü Sayın Erhan Afyoncu’nun askeri hastanelerin tekrar açılmasına dair olumlu görüş bildirdiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Sayın rektörün bu konuda rastgele bir askeri harekât deneyimi, sıhhat idaresi bilgisi yahut askeri tıbbi sistem üzerine uzmanlığı olmamasına karşın bu gerçeği kabul etmesi ve televizyon ekranlarında lisana getirmesi değerlidir. Zira bu, askeri sıhhat sisteminin çöküşünü görmezden gelmenin artık imkânsız hale geldiğinin bir göstergesidir. Fakat şunu da sormak gerekir: Dokuz yıldır neredeydiniz? Askeri sıhhat sistemi çökerken, Mehmetçik sıhhat hizmetlerine ulaşamazken tekraren lisana getirdiğimiz bu gerçeklere neden kulak tıkandı? Şayet bugün askeri hastanelerin kapatılmasının yanlış olduğu görülüyorsa o halde hiç vakit kaybetmeden, tek bir gün bile düşünmeden gereği yapılmalıdır.
”SİYASETE GİRME İSTEĞİ VARSA AKADEMİK KİMLİĞİNİ BİR KENARA BIRAKMALIDIR”
Sayın Afyoncu’nun olumlu mütalaa verdiğini söz etmesi elbette sevindiricidir. Lakin askeri sıhhat sistemi, üniversite rektörlerinin, akademisyenlerin, siyasalların beyanlarıyla değil; bu alandaki uzmanların, askeri tabiplerin, sıhhat sistemini bilenlerin ve en değerlisi MSB ile ilgili kurumların kararlarıyla tekrar yapılandırılmalıdır. MSÜ üzere bir kurumun başında bulunan bir ismin, asli vazifesine odaklanması ve siyasi tartışmaların dışında kalması gerekir. Fakat görüyoruz ki Sayın Afyoncu bu sınırları aşarak siyasete girme niyetinde olduğunu her fırsatta belirli etmektedir. Şayet bu türlü bir isteği varsa bunu açıkça ilan etmeli ve akademik kimliğini bir kenara bırakmalıdır.
“TSK İŞÇİSİNİN HAKLARINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Bizler, CHP olarak hukukun üstünlüğünü ve TSK işçisinin haklarını anayasa ve kanunlara uygun halde savunmaya devam edeceğiz. Teğmenlerimizin adil yargılanma hakkı, TSK’nın kurumsal yapısı ve askeri sıhhat sisteminin güçlendirilmesi bahislerinde uğraşımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.”
