CHP Küme Başkanvekili Gökhan Günaydın, 7534 sayılı ‘Köy Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un kimi hususlarının yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.
Günaydın, müracaatın akabinde yaptığı açıklamada, daha evvel yaptıkları müracaatlarla kelam konusu kanunda yer alan kimi düzenlemelerin kapsamdan çıkarıldığını belirterek, “Ancak geriye kalan düzenlemeler de olumlu değildi. İmar hakkı transferi, vilayetler ortasında artık yapılamıyor. Bu açık; fakat alıcı ve verici parselin vilayet içinde olması durumunda, imar hakkı transferi yapılabiliyor. Bu mülkiyet hakkına, barınma hakkına alışılmamış bir düzenleme. Hangi yasal ölçüte nazaran bu imar hakkı transferini yapacaksınız? Burada iktisadi, siyasi birtakım olumsuz saikler çalışmayacak mı? Hasebiyle bu düzenlemenin; anayasal mülkiyet hakkına, imar hakkına ve barınma hakkına ters içeriği nedeniyle iptalini ve yürütmesinin durdurulmasını istiyoruz. Yeniden işlev ve imar planı değişikliği sonrası malikten yüzde 90 oranında kıymet artış hissesi alınacak. Pekala, bu ‘malik’ dediğimiz insan kimdir? Hangi iktisadi zenginliğe sahiptir? En fakirden da alacak mısınız? Yoksa en zenginden her vakit yaptığınız üzere bunu muaf mı tutacaksınız? Düzenlemede buna ait bir belirleme ve mutlaklık yok. Bunu da Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık” dedi.
‘GÜNEŞ VE RÜZGAR GÜCÜ SANTRALLERİNİ YAPI KONTROLÜNDEN ÇIKARTIYORLAR’
Günaydın, “Yine mahallî yönetimlerin ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yetkilerini, Etraf ve Şehircilik Bakanlığı’na aktaran düzenlemelerin iptalini istiyoruz. Elektronik haberleşme için kule ve direkler dikiliyor. Pekala, bunun demokratik katılımcılık prensibine nazaran, insan sıhhatini önemseyen bir sistem içerisinde yapılması gerekmez mi? Bu şirketlerin birbirleriyle rekabet etmek için gereksiz ve kule, direk israfına neden olacak biçimde bir kirlilik yaratmasına, insan sıhhatini hiçe saymasına müsaade mi vereceğiz? Elbette bunun da yürürlüğünün durdurulmasını ve iptalini istiyoruz. Güneş ve rüzgar gücü santrallerini yapı kontrolünden çıkartıyorlar. Neden; güneş gücü santrali bir yapı değil mi, rüzgar gücü santrali bir yapı değil mi? Türkiye’de kontrol eksikliğinin nelere yol açtığını görüyoruz” diye konuştu.
‘VERİLER 3’ÜNCÜ ŞAHISLARLA PAYLAŞILABİLİYOR’
Elektronik dağıtıma nazaran belirlenen yapı kontrol kuruluşlarının, ceza kararlarından istisna tutulduğunu söyleyen Günaydın, “Neden öbürleri ceza kararlarının içerisinde de bunlar ceza kararlardan istisna? Artık bu düzenlemenin içerisinde ‘Kişisel Dataların Korunması Kanunu’na ve bunun isteme hakkına alışılmamış çok sayıda düzenleme var. Coğrafik Bilgi Sistemi’nde yer alan bilgiler, 3’üncü şahıslarla şahıslarca paylaşılabiliyor. Halbuki Coğrafik Bilgi Sistemleri insanların özel ömrüne, şahsî ömrüne ait çok sayıda bilgiyi ve bilgiyi içeriğinde tutabiliyor. Daha da garibi, akıllı kent uygulamaları kapsamında coğrafik data toplayan sensörleri bellilikten çıkartıyorlar. Nerelerde data toplayacaksınız, bunun prensibi ne? Şahısların özel hayatını, ferdî güvenliğini nerede ihlal ediyorsunuz? Nerede bunun bir durması olacak? Bütün bunlar Anayasa’ya aykırıdır. Türkiye Çevre Ajansı var; bunun ortak olacağı şirketleri yasal bir ölçüt olmaksızın Cumhurbaşkanı belirliyor. Cumhurbaşkanına bu yetkiler bir ölçüt tanınmaksızın verildiği vakit hangi şirketlerin, nasıl kayrıldığını bu memleket çok gördü. Münasebetiyle yasal ölçüt yoksa verilen yetki keyfiliğe dayanan biçimde kullanılabilecektir. Bunun da iptalini talep ediyoruz. Nihayet kelamı edilen Türkiye ve Çevre Ajansı Teşkilatı’nın ve istihdam edilecek çalışanın özlük haklarının yeniden yasal ölçüt aranmaksızın idarece belirlenmesi durumunu da Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık” dedi.
‘ÖZEL OLARAK ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIYACAĞIZ’
CHP kümesinin, neredeyse her hafta Anayasa’ya ters düzenlemeleri, yürürlüklerinin durdurulması ve iptal istemiyle AYM’ye taşıdığını aktaran Günaydın, “Devlet Denetleme Konseyi’ne, rastgele demokratik devlette olmayacak yetkiler tanıdılar. Rütbesi ve misyonu ne olursa olsun kamu görevlilerini, bir Devlet Denetleme Kurulu üyesi ya da denetçisi kamu hizmetine muhalif bulduğu gerekçesiyle, ucu açık bir çerçeve içerisinde, misyondan uzaklaştırabiliyor. Bu kabul edilebilir değildir. İlgili yasa unsuru oldukça uzundur; torba kanunu içerisinde çok sayıda düzenleme vardır. Devlet Denetleme Kurulu ile ilgili kısmı, 60 günlük süreyi beklemeden azamî 2 haftalık bir vakit dilimi içerisinde öteki hususlardan kopartarak özel olarak Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız” diye konuştu
