Kıraça Holding’in Yönetim Kurulu Lideri iş insanı İnan Kıraç (87), Emine Alangoya (75) evliliğine kızı İpek Kıraç’tan itiraz geldi. İpek Kıraç babası için vasi talebinde bulunurken evliliğin düzgün niyetli olmadığını belirtti.
İPEK KIRAÇ E-DEVLET ÜZERİNDEN ÖĞRENDİ
İpek Kıraç pazartesi akşamı e-devlet platformunda kendi aile bilgilerine ait sayfaya girdiğinde babası İnan Kıraç’ın Emine Alangoya ile Büyükçekmece Belediyesi Nikah Dairesi’nin kıydığı nikahla evlendiğini öğrendi.
VASİ ATANMASI TALEBİ
T24’te yer alan habere nazaran, İpek Kıraç, 87 yaşındaki babasının evliliğinin akabinde ‘vasi atanması’ talebinde bulundu.
“Bugün İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, babam İnan Kıraç’ın manevi ve maddi olarak korunması hedefiyle kısıtlanması ve kendisine vasi atanması talebinde bulundum. Hususun artık adalete intikal etmiş olması sebebiyle, haberin duyulmasının akabinde oluşabilecek bilgi kirliliğini ve gerçek dışı yorumları önlemek ümidiyle, yalnızca bu kapsamda, basın ve kamuoyunu şahsen bilgilendirmeyi tercih ediyorum.
“BENİM İÇİN GÜÇ ALINMIŞ BİR KARAR”
-Öncelikle tabir etmek isterim ki, bu benim için çok sıkıntı alınmış bir karardır. Beni şimdi iki aylıkken annem Suna Kıraç’la birlikte evlat edinen ve büyük bir sevgi ve ihtimamla yetiştiren babam İnan Kıraç’ın içine düşmüş olduğu durumdan kurtulabilmesi için tek bir öteki talih dahi kalmış olsaydı hiç kuşkusuz o yolu seçiyor olurdum.
-Ancak gerek babamı muhafaza arzum, gerek babamın idaresindeki kurum ve kuruluşların sıhhati ve devamlılığı konusunda hissettiğim sorumluluk ve gerekse de annemin manevi ve maddi mirasının korunması tarafındaki iradem bu kararı almayı mecburî hale getirmiştir.
-Babam İnan Kıraç’ın son yıllarda basına da sıkça yansıyan yanlış tercihleri ve davranışları yalnızca beni değil onu tanıyan ve seven herkesi şaşırtmış ve üzmüştür.
“MUHAKEME KAYBI VE AKIL SIHHATİ SORUNU YAŞADIĞI MALUM OLMUŞTUR”
-Başta manalandırmakta zorlandığımız ve babamın karakteriyle uyuşturamadığımız bu davranışların sıklığı ve boyutu giderek artmış olup sonuçta, bilhassa son vakitlerde, yakın etrafındaki herkesin açıkça gözlemlediği bir formda “muhakeme kaybı ve akıl sıhhati sorunu” yaşadığı malum olmuştur.
“BABAMIN AKLİ MELEKELERİNİN ZAYIFLAMASI İSTİSMAR EDİLDİ”
-Annem Suna Kıraç’ın 2020’de vefatı sonrası babamın hayatına giren kimi şahıslar, babamın akli melekelerinin zayıflamasını zalimce istismar etmekte olup adeta babamın hayatını tüm açılardan istila etmişlerdir.
-Özellikle babamı duygusal olarak suistimal eden bir şahıs, kendine ve yakınlarına menfaat sağlamak maksadıyla kurguladığı tertibi fark edecek, karşı gelecek ve babamın çıkarlarını koruyacak herkesi babamın iş ve özel hayatından tek tek uzaklaştırmıştır.
-Bilimsel tüm araştırmalar akıl sıhhati ve hafıza sorunları yaşayan insanların uzun müddettir tanıyıp güvendiği bireylerle birlikte olmaya, rutinlerinin devamını sağlamaya gereksinim duyduğunu kanıtlamışken, bu şahıs bilerek ve kasıtlı olarak babamın uzun yıllardır en yakınında çalışan, sevdiği ve güvendiği insanların tümünü işten çıkarmak suretiyle babamı bütünüyle yalnızlaştırmış, onu muhafazasız ve sahipsiz kılmıştır. Babama şahsi cep telefonundan direkt ulaşmak dahi pek çok dostu ve ailesi için imkansız hale gelmiştir.
-Dolayısıyla babamın son birkaç yıldır bizleri üzen ve şaşırtan tüm davranışlarının gerisinde kendi öz iradesi değil hayatına bir anda giren bu şahısların kararları ve yönlendirmeleri olduğu artık etrafındaki herkesçe aşikârdır. Hatta o denli ki, babamın ağabeyi merhum Can Kıraç dahi, vefat etmeden kısa bir mühlet evvel bu duruma isyan etmiştir.
“SÖZDE EVLİLİĞİN ŞUURUNDA BİLE OLMADIĞINA İNANIYORUM”
-Aldığım son habere nazaran de, 87 yaşında ve malum sıhhat durumunda olan babam 20 Aralık tarihinde aile ikametimiz ya da işyerlerimizle hiçbir ilgisi olmayan Büyükçekmece’de yıldırım nikâhı ile evlenmiştir. Babamın sevgi ve yeterli niyet temelli olmadığı aşikâr olan bu kelamda evliliğin şuurunda bile olmadığına inanıyorum.
-Yaklaşık iki yıldır babamın açtığı acımasız ve haksız davalarla uğraş etmek zorunda kalmama ve bütün bu anlamsız dava süreçlerinin gerisinde artık evlendiği bu kişinin olduğunu bilmeme karşın, babama duyduğum sevgi ve aile birliğimizin hatırına babamın akıl sıhhatini gündeme getirmeyi içime sindirememiştim.
-Ancak 87 yaşındaki babamın içine düşürüldüğü bu son tuzak, artık gerekeni yapmam ve bu suistimale bir son vermem konusunda beni ikna eden en son gelişme olmuştur.
“ANNEMDEN KALAN MİRASI KORUMAK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM”
-Babama annemden kalan manevi ve maddi mirası korumak için elimden geleni yapacağımın, tüm türel yollara başvuracağımın bilinmesini isterim. Babamın türel müdafaa altına alınması da bu sürecin bir kesimidir. Eminim ki annem de her türlü istismara, suistimale ve haksızlığa karşı ailemizi muhafazaya devam etmemi isterdi. Bundan sonra en yanlışsız kararı kesinlikle ki şanlı Türk adaleti verecektir.
“BU HAYATI BABAMLA EL ELE GEÇİRMEYİ DİLERDİM”
Elbette ki bizi bir aile yapan annemin, babam ve benim için hayal ettiği kıssa bu değildi. Ve elbette ben de bu hayatı babamla karşı karşıya değil el ele geçirmeyi dilerdim. Keşke bu türlü olabilseydi.”
KIZINI EVLATLIKTAN REDDETMİŞTİ
Suna Kıraç’ın mirasını kızına bırakmasının akabinde İnan Kıraç mahkemeye başvurmuş ve kızını evlatlıktan reddetmişti.
