Küresel iş dünyası, iktisattaki en büyük sıkıntıları sıraladı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) mesken sahipliğinde memleketler arası iş dünyasının temsilcilerini bir ortaya getiren ve 62 ülkeden 800’den fazla iş beşerinin iştirakiyle düzenlenen tepe kapsamında, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) ve WCF tarafından hazırlanan “ICC Dünya Odalar Federasyonu Global Ekonomik Görünüm Anketi” başlıklı raporun çıktıları iştirakçiler ile paylaşıldı.
Dünya genelinde küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 90’ını temsil eden 96 ülkeden (47 yüksek gelirli, 49 gelişmekte olan ülke) 210 oda temsilcisi ile yapılan araştırma kıymetli sonuçlar ortaya koydu.
İş hayatı iklimi, enflasyon, finansmana ulaşım, ekonomik görünüm, iklim ve sürdürülebilirlik üzere hususlara odaklanan ve iş dünyasına global bir bakış açısı ortaya koyan rapora nazaran, iş dünyasının yüzde 71’i gelecek 12 ayda fiyatların ölçülü bir formda artmasını bekliyor.
Yüzde 14’ü fiyatların daha süratli artacağını öngörürken, yüzde 13’ü fiyatların tıpkı kalacağını, yalnızca yüzde 3’ü ölçülü bir halde gerileyeceğini düşünüyor.
Bölgelere nazaran işletmelerin en önemli sorunları
Ankete nazaran, işletmeler için en değerli problemlerin başında “iş gücü yahut nitelikli iş gücü eksikliği” geliyor. İkinci sırada “enflasyon” yer alırken, onu “jeopolitik gerginlikler”, “vergilendirme” ve “finansal sorunlar” takip ediyor.
Başlıca meseleler bölgelere nazaran değerlendirildiğinde; Kuzey Amerika’da “enflasyon, iş gücü yahut nitelikli iş gücü eksikliği, vergilendirme, finansal meseleler, belirsizlik ve stabil olmayan iç politika”, Latin Amerika ve Karayipler’de “güvensizlik, belirsizlik ve stabil olmayan iç siyaset, finansal sıkıntılar, vergilendirme, döviz kuru riski”, Sahra Altı Afrika’da “vergilendirme, finansal sorunlar, rekabetçi ithalat, enflasyon ve Döviz kuru riski” öne çıkıyor.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki iş dünyası, “jeopolitik gerginlikler, finansal sorunlar, bilinmeyen ve stabil olmayan iç siyaset, enflasyon, iş gücü yahut nitelikli iş gücü eksikliğini”, Avrupa ve Orta Asya “iş gücü yahut nitelikli iş gücü eksikliği, jeopolitik gerginlikler, enflasyon, vergilendirme, meçhul yahut istikrarsız iç politikayı”, Doğu Asya ve Pasifik, “enflasyon, iş gücü yahut nitelikli iş gücü eksikliği, finansal sorunlar, jeopolitik gerginlikler ve vergilendirmeyi” sorun olarak görüyor.
Güney Asya iş dünyası ise “vergilendirme, finansal sorunlar, teknolojik gelişmelerin eksikliği, güvensizlik ile meçhul ve stabil olmayan iç siyasetin” esas sorun olduğunu belirtiyor.
İş dünyası, yapay zekanın istikrarlı yönetilmesi gerektiğine dikkati çekiyor
İş dünyasının yüzde 66’sı yapay zekayı istikrarlı yönetilmesi gereken hem risk hem de fırsat olarak değerlendirirken, yüzde 23’ü büyüme ve inovasyon için bir fırsat olarak, yüzde 10’u yönetilmesi gereken değerli bir risk olarak görüyor.
İşletmelerin yüzde 60’ı yapay zeka uygulamalarının yüksek inovasyon gerektiren kesimlerle sonlu olduğunu bildiriyor.
“Ülkenizde finansal iştirakin önündeki en büyük mahzurlar nelerdir?” sorusuna tüm bölgelerin birinci cevabı “ekonomik belirsizlik” olurken, yalnızca az gelişmiş yahut gelişmekte olan ülkeler için değil, gelişmiş ve kişi başı geliri çok yüksek ülkeler için de birebir sorun öne çıkıyor.
Küresel iş dünyası yüksek enflasyon nedeniyle krediye ulaşmada yaşanan sorunlardan şikayetçi olurken, bu problemden çabucak hemen tüm bölgelerin şikayet etmesi enflasyonun yol açtığı külfetleri ortaya koyuyor.
Satış gelirlerinin düşük de olsa artması bekleniyor
Ankete katılan oda temsilcileri, görünümün olumlu olduğunu düşünse de birtakım bölgeler kasvetli ve karamsar bir ekonomik tablo yaşanacağını belirtiyor.
“Bir yıl içinde satış gelirlerinizin nasıl değişmesini bekliyorsunuz?” biçimindeki soru üzerine, iştirakçilerin yüzde 50’si düşük düzeyde de olsa artacağına, yüzde 30’u değişmeyeceğine dair görüş bildirdi.
Araştırma, enflasyonun maliyetleri süratle artırdığını ve tedarik zincirlerini bozduğunu, böylelikle tüm bölgelerde operasyon maliyetlerinin yükseldiğini, emekçi fiyatları üzerindeki baskının arttığını ve tedarik zincirlerinin bozulmasına neden olduğunu gösteriyor.
İklim siyasetlerine ahenk sağlamak için işletmeler güç kaynaklarını çeşitlendirip yeşil teknolojiyi benimserken, KOBİ’ler büyük oranda başarılı bir iklim geçişi için mali dayanağa güveniyor.
KOBİ’lerin yeşil iktisada geçişi için en değerli 3 destek
KOBİ’lerin yeşil iktisada geçmesi noktasındaki en tesirli 3 dayanak sorulduğunda “mali destekler”, “dijital teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesi” ile “raporlamanın standartlaştırılması ve basitleştirilmesi” öne çıkıyor.
Kuzey Amerika ile Latin Amerika ve Karayipler’de “Mali dayanaklar, dijital teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesi ile raporlamanın standartlaştırılması ve basitleştirilmesi”, Avrupa ve Orta Asya’da “dijital teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesi, mali takviyeler, raporlamanın standartlaştırılması ve basitleştirilmesi”, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da “dijital teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesi, ticaret mahzurlarının kaldırılması ile raporlamanın standartlaştırılması ve basitleştirilmesi” KOBİ’lerin yeşil iktisada geçişindeki en kıymetli 3 takviye olarak belirtiliyor.
Doğu Asya ve Pasifik’te “mali dayanaklar, ticaret mahzurlarının kaldırılması ve dijital teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesi”, Güney Asya’da ise “Mali takviyeler, tedarik zinciri işbirliğinin geliştirilmesi ile raporlamanın standartlaştırılması ve basitleştirilmesi” formunda sıralanıyor.
