CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attığı için beş teğmen hakkında yürütülen soruşturmayla ilgili Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e “Teğmenler hakkında yürütülen soruşturma sürecinde, sıralı kumandanlarının olumlu kanaatlerinin olumsuz kanaate dönüştürülmesinin istenmesinin tüzel desteği nedir? Bu çeşit bir talimatın, TSK’nın tarafsızlığı ve adalet anlayışıyla bağdaşıp bağdaşmadığı değerlendirilmiş midir” diye sordu.
TBMM Ulusal Savunma Kurulu Üyesi ve CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, bahse ilişkin Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi.
Genç, önergesinde şunları söz etti:
-Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Cumhuriyetimizin kurucu pahalarını muhafaza, laik, demokratik, toplumsal hukuk devleti unsurlarına sahip çıkma ve vatanın parçalanamaz bütünlüğünü temin etme misyonuyla ulusumuzun inanç kaynağı olmuştur. Bu vazife ve sorumluluk, TSK’nın her mensubunun yemin merasimlerinde vurguladığı kutsal bir bağlılıktır. Kara Harp Okulu mezuniyet merasiminde teğmenlerin daima birlikte söyledikleri ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı ve ettikleri yemin, bu bağlılığı en saf haliyle tabir etmektedir.
30 Ağustos Zafer Bayramı üzere milletimizin bağımsızlık çabasının simgesi olan bir tarihte gerçekleşen bu merasimin akabinde, merasime katılan beş teğmen hakkında başlatılan soruşturma, kamuoyunda derin bir ıstırap ve derde neden olmuştur. Kelam konusu yemin metni, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel prensiplerine uygun olup, ‘Ne memnun Türk’üm diyene’ ifadesi, ulusal birliği temsil eden bir anlayışı simgelemektedir. Bu tabirlerin rastgele bir disiplin soruşturmasına yahut cezai sürece bahis edilmesi, sadece bireylerin değil, Cumhuriyetin kurucu kıymetlerinin de tartışma konusu haline getirilmesine yol açmaktadır.
“SORUŞTURMA SIRF TEĞMENLER ÜZERİNDE DEĞİL”
-Bu soruşturmanın sadece teğmenler üzerinde değil, onlara olumlu kanaat veren kumandanları üzerinde de genişletilmiş olması, kurum içinde özgür niyetin, liyakatin ve vatan sevgisinin cezalandırıldığı algısını güçlendirmektedir. Ayrıyeten, Yüksek Disiplin Kurulu’nun (YDK) belgeyi sınıf okullarına geri göndermesi, karar süreçlerinin adil ve şeffaf olmadığına dair kamuoyunda önemli soru işaretleri doğurmuştur.
-Özellikle, vazifeye yeni atanan kumandanların ‘olumsuz kanaat’ yazması beklenirken, bu şahısların sicil verme yetkisine sahip olmaması, karar sürecindeki prosedürlerin ne derece hukuksal ve adil olduğu konusundaki telaşları artırmaktadır.
Türk milletinin birliğini ve bağımsızlığını simgeleyen bir merasimde söylenen kelamlar nedeniyle, genç teğmenlerin vatan sevgilerinin sorgulanması, ulusal bütünlüğe ziyan verebilecek bir durum yaratmaktadır. Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda ilerleme yemini eden askerlerimizin, bu sözler sebebiyle vazifeden uzaklaştırılmaya çalışılması, ülkemizin laik, demokratik ve toplumsal hukuk devleti kimliğine gölge düşürmektedir.
Kamuoyu, bu sürecin adil bir formda yürütülmesini, bu genç teğmenlerin ve onlara takviye veren kumandanların amaç alınmasını engellemek için gerekli tedbirlerin alınmasını beklemektedir. Ulusal kıymetlerimizin ve TSK’nın tarafsız, liyakate dayalı işleyişinin korunması hem kamu vicdanını hem de milletimizin geleceğe olan itimadını güçlendirecektir.”
TEĞMENLERE SORUŞTURMANIN MÜNASEBETLERİ NE?
CHP’li Genç’in, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e yönelttiği sorular şöyle:
“-Kara Harp Okulu mezuniyet merasiminde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan ve yemin eden beş teğmen hakkında başlatılan soruşturmanın münasebetleri nelerdir? Bu tabirlerin hangi mevzuata ters olduğu düşünülmektedir?
-Teğmenler hakkında yürütülen soruşturma sürecinde, sıralı kumandanlarının olumlu kanaatlerinin olumsuz kanaate dönüştürülmesinin istenmesinin tüzel desteği nedir? Bu tıp bir talimatın, TSK’nın tarafsızlığı ve adalet anlayışıyla bağdaşıp bağdaşmadığı değerlendirilmiş midir?
“TSK’NİN HİYERARŞİK YAPISINI ZEDELEMEYECEK Mİ?”
-Söz konusu beş teğmenin yanı sıra, olumlu kanaat veren Alay Kumandan Vekili, Tabur Kumandanı ve Bölük Kumandanı hakkında ihraç talebiyle süreç yapılmasının münasebeti nedir? Bu şahısların misyondan alınması, TSK içinde hiyerarşik sistem ve adalet prensiplerini zedelemeyecek midir?
-Yeni atanan kumandanların, üç aylık vazife mühletini doldurmadan “olumsuz kanaat” yazma baskısı altında bırakıldığı savları yanlışsız mudur? Bu cins bir yaklaşım, TSK’nın profesyonel ve hukuksal işleyişine ziyan vermeyecek midir?
-Mezuniyet merasiminde söylenen yemin metni ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” tabirinin disiplin soruşturmasına bahis edilmesi, TSK’nın tarihî ve ulusal bedelleriyle uyumlu mudur?
-Milli Savunma Bakanlığı, bu süreçte kamuoyunda oluşan adaletsizlik algısını gidermek için hangi tedbirleri almayı planlamaktadır? Bu soruşturmanın TSK’nın prestijini zedelememesi ismine hangi adımlar atılacaktır?”
