PKK/KCK terör örgütüne yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Diyarbakır, İstanbul, Mardin, Şırnak ve daha birçok ili kapsayan 19 vilayette yapılan operasyonlara ait Doğu ve Güneydoğu’daki 14 baro ortak bir açıklama yayımladı.
“Toplumsal barış umudunu önemsiyor, lekelenmeme hakkını savunuyoruz” başlığıyla yapılan açıklamada, adil yargılanma hakkının korunması ve soruşturmanın tüzel unsurlara uygun bir biçimde yürütülmesi gerektiği vurgulandı.
“230’U AŞKIN GÖZALTI VAR”
Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Tunceli, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van Barosu’nun imzasıyla yapılan açıklamada şu tabirlere yer verildi:
*26 Kasım 2024 tarihinde İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Diyarbakır, Mardin, Batman, Mersin, Van ve Şanlıurfa olmak üzere birçok vilayette ortalarında sanatçı, gazeteci, müellif, sendika yöneticisi ve siyasetçi olmak üzere 230’u aşkın kişi gözaltına alınmıştır. Toplumsal barışa dair umutların büyütülmeye çalışıldığı, diyalog ve müzakerenin temel alınması gerektiği istikametindeki açıklamaların yapıldığı bir ortamda bu toplu gözaltıların manasını idrak etmekte zorlanmaktayız.
*Tarih boyunca Kürt sıkıntısına barışçıl sistemlerle yaklaşılması konusunda bir iklim oluşmaya başladığı anda süreci akamete uğratan şanssız gelişmelere üzülerek şahit olmaktayız. Ömür hakkı başta olmak üzere tüm temel hak ve özgürlükleri savunma ve muhafaza yükümlülüğü olan barolar olarak tüm ülkeye ve toplumumuza ağır bedeller ödeten bir sorunda toplumsal barışı savunmanın bizler açısından tarihi bir sorumluluk olduğunu düşünmekteyiz.
*Yargısal makamların masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkı unsurlarını gözeterek faaliyetlerini gerçekleştirmesi ve ölçülü müdafaa önlemlerine başvurması gerekmektedir. Yeniden bu soruşturmalar hakkında İçişleri Bakanı ve diğer yetkililerin açıklamalarının bireylerin lekelenmeme hakkını ihlal etmemesi gerekmektedir.
*Gözaltına alınan şahıslarla ilgili adil yargılanma hakkı gözetilerek soruşturma süreçlerinin gerçekleştirilmesi ve yargısal makamların toplumsal barış umuduna ziyan veren uygulamalarda bulunmaması gerektiği davetinde bulunuyoruz.
