Ceyhun Yararı, A Ulusal Futbol Ekibi’nin kamp yaptığı otelde AA’nın sorularını yanıtladı.
İzlanda maçının kazanmak istediklerini belirten Çıkarı, “İzlanda ile bugüne kadar deplasmanda 7 sefer oynamışız ve maalesef hiç galibiyetimiz yok. Birincisi başarmak istiyoruz. İzlanda ekip kalitesi olarak bizim ekibimizle uzunluk ölçüşebilecek durumda değil. Hava koşulları, uzun bir seyahat ve iki maçın ortasının yalnızca 3 gün olması dezavantaj üzere gözüküyor lakin biz ekibimize çok güveniyoruz, oyuncu kalitemiz çok üst düzeyde. Hatta burada ekip otelinin girişinde birçok İzlandalı taraftar oyuncularımızdan imza almaya çalışıyor. Bu birtakım şeylerin göstergesi. Biz çok inançlıyız, inşallah 3 puanı alıp Uluslar Ligi’nde liderlik için kıymetli bir adım atma niyetindeyiz.” sözlerini kullandı.
“Maçın favorisi mutlaka biziz”
Ceyhun Karı, “Montella idaresinde ulusal grup birçok birincisi başardı. İzlanda galibiyeti bu birinciler ortasına eklenir mi?” sorusuna, “Kesinlikle evet. Beklentimiz bu. Maçın favorisi muhakkak biziz. Geçmişte olumsuz bir istatistik var ancak bazen bu türlü istatistikler ekstra motivasyon sağlayabilir. Son devirde bu ulusal kadro birçok birincisi yaptı. Neden yeni bir birinci olmasın? İzlanda’yı deplasmanda yenmek çok büyük bir muvaffakiyet değil lakin artık normali, bizden beklenti bu. Mutlaka çocuklar bunu başarabilecek güçte, inşallah hava ve saha koşulları bizi çok olumsuz etkilemezse galibiyete inanıyoruz. Öbür tarafta Galler, Karadağ ile içeride oynayacak, o maçı kazanırlarsa, biz de kazanırsak Galler ile Kayseri’de bir final oynayacağız. Umarım biz kazanırız ve öbür maçın sonucunu bekleriz.” cevabını verdi.
Milli ekibin, UEFA Uluslar Ligi’ndeki kümesini da pahalandıran Karı, şöyle konuştu:
“Türk futboluna nispeten aykırı gelen gruplar iki tanesi. Oldum muhtemel fizik gücü yüksek ekiplere karşı ulusal kadrolarımız zorlanır, bunu bilhassa deplasman maçlarında yaşarız. Galler maçında da zorlandık, çok kolay maç olmadı. Orada kıymetli bir puan kazandık. Birinci maçtı, değeri çok anlaşılmadı, liderlik yolunda çok kritik bir puandı. Onun dışında istikrarlı bir küme. Karadağ 3 maçı kaybetti fakat bizim maç dışındaki öbür iki maçta, İzlanda’ya karşı iki duran toptan gol yediler, Galler maçında da çok süratli 2-0 geriye düştüler, maçın geri kalan kısmında neredeyse tek kale maç oynadılar. İstatistik konusunda çok üstündüler, çok gol kaçırdılar. B Ligi, kolay da bir küme değil, tüm grupların bir kalitesi var lakin bu kümenin açık orta en âlâ grubunun Türkiye olduğu gerçek. İnşallah hak ettiğimiz üzere A Grubu’na çıkarız.”
UEFA Uluslar Ligi’nin Dünya Kupası’na katılma ismine kıymetinin altını çizen Ceyhun Çıkarı, “Uluslar Ligi’nin kıymeti biraz da farklı. Dünya Kupası elemelerinde birinci olarak inşallah direkt Dünya Kupası’na gideceğiz lakin aksi bir durumda ikinci olursak esasen play-off biletini alıyoruz. Birinci ikiye giremezsek, bu hiç düşünmediğimiz bir husus ancak Allah korusun o denli bir durum olursa da Uluslar Ligi’nde kümesi başkan bitirerek play-off biletini cebimize koyma niyetindeyiz. O yüzden değerli. Hazırlık maçı üzere bakanlar olabilir lakin onun biraz daha kıymetlisi. Dünya Kupası eleme kümesinde birinci ikide olmayacağımızı hiç düşünmüyorum ancak futbol bu hiç aşikâr olmaz. Önden bileti cebe koymak her vakit yeterlidir, o yüzden burayı önder bitirmek hoş olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“Hepimizin tek odaklandığı nokta 2026 Dünya Kupası”
“Birlikteliğin üst düzeyde olduğu bir ulusal ekibimiz var. Kimsede ego yok, herkes birbirine çok yakın. Karşılaşmalar oynanırken de bunu fark ediyorsunuz oyuna giren, çıkan herkes elinden gelenin fazlasını yapıyor, kimse yedek kaldım diye kaygı yaşamıyor.” kelamlarını kullanan Çıkarı şöyle konuştu:
“Oyuncularımız birlikte sevinip, üzülüyorlar. Hoş bir ortam oluşturulmuş, burada emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Bu bir bayrak yarışı, bizler de bunu daha ileriye götürmek için elimizden geleni yapıyoruz. Oyuncularımız kümesi önder bitireceğimizi düşünüyor lakin hepimizin tek odaklandığı nokta 2026 Dünya Kupası. İnşallah bunu başaracağız. Beş tane kaçırdık, Türkiye üzere bir grup için bu kabul edilebilir bir durum değil. Bilhassa bu türlü bir nesil yakalamışken bunu kesinlikle başarmak durumundayız. İnşallah her şey yolunda sarfiyat ve 2026’da ülkemizi muvaffakiyetle temsil ederiz. 2002’deki yaşadığımız heyecanı yaşı müsait olanlar hatırlar kesinlikle, olağanüstü bir sevinçti. Evvel oraya gidelim, ondan sonra inanıyorum ki bu ekip orada çok düzgün işler yapar.”
ABD, Meksika, Kanada’nın mesken sahipliği yapacağı ve birinci sefer 48 kadroyla oynanacak Dünya Kupası’na katılmanın ülke futbolu için ehemmiyetine değinen TFF Lider Vekili, “Üç farklı ülkede ve birinci sefer 48 kadroya çıktı. Bu Avrupa tarafına çok yansımadı, kontenjan 12 kadrodan 16 kadroya çıktı. Oraya bir biçimde gidersek, Avrupa Şampiyonası’ndaki sıkıntı maçlarda fazla muhtemelen küme maçlarında biraz daha dişimize nazaran ekiplerle oynama talihimiz var. Bu ekip herkesle başa baş çaba edecek durumda, Avrupa Şampiyonası’nda bunu kanıtladı. Doğal adım adım gidelim, evvel gidelim de orada bu ulusal ekibin çok özel şeyler yapabileceğini düşünüyorum. Dünya Kupası’nı düşündükçe çok heyecanlanıyoruz.” sözlerini kullandı.
“Neden bizim kanımızdan olan beşerler diğer ulusal kadrolarda oynasın”
A Ulusal Kadroya yeni oyuncular kazandırmak için ayrıntılı çalışmalar yaptıklarını belirten Ceyhun Yararı, şöyle konuştu:
“Türk olan herkes bu ulusal grupta yer alacak. Burası en güzellerin yeri, en güzelleri buraya getirmek, havuzu genişletmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Evvel gönülden burada olmak istemeleri değerli lakin kimi oyuncular var ki yurt dışında doğup büyümüş, Türkçe konuşamayan vatandaşlarımız da var. Kıymetli olan buradaki ortamı onlara yanlışsız anlatmak, ay-yıldızlı formanın ehemmiyetini onlara aktarabilmek ve en güzelleri buraya çekebilmek. Neden bizim kanımızdan olan beşerler diğer ulusal ekiplerde oynasın? Elimizden geldiğince en düzgünleri buraya toplamak için sistematik bir çalışma içindeyiz. Hali hazırda A Ulusal Kadroya kazandırmaya çalıştığımız kimi oyuncularımız var lakin ondan değerlisi bilhassa alt yaş kategorilerinde havuzu genişletmek. Çocuklarımızı, evlatlarımızı daha genç yaşlarda ay-yıldızlı formayla tanıştırabilmek en büyük amacımız. Bununla ilgili çok ayrıntılı çalışmalar yapıyoruz. Ulusal ekip maçları kasımda bitsin yaptığımız çalışmalarla alakalı, yalnızca yurt dışı değil, yurt içindeki çalışmalarımızla alakalı ayrıntılı aktarımlarımız olacak.”
“Deniz, teknik grubumuzun de beğendiği bir oyuncu”
Kazancı, “Porto forması giyen Deniz Gül’ü de ulusal kadroya kazandırmak için çalıştığınızı açıklamıştınız. Bu hususta son durum nedir?” sorusunu, “Kendisiyle görüşüyoruz. Pahalı, gelecek vadeden bir oyuncu. Mevki olarak da tartışmaların odağında olan bir mevkide, 9 numarada oynuyor. Kıymetli bir oyuncu. Deniz, teknik grubumuzun de çok incelediği, beğendiği bir oyuncu. Ulusal formayı giymesini istiyoruz. Hali hazırda İsveç 21 Yaş Altı Takım’ında oynuyor. Kendi gönlü de var, bu işler inşallah son dakikada değişmez. Aşikâr olmaz natürel ki bir kadro çalışmalarımız var, evrak işleri var. Sonrasında umuyoruz ki kendisi en yakın vakitte ulusal formamıza kavuşacak. Yalnızca Deniz değil, öbür oyuncular da var. Her mevkide rekabeti arttırmak kaygısındayız. Hem buradaki ambiyansı korumak hem de en düzgünleri havuzu genişleterek grubumuza kazandırmak en büyük dileğimiz. O hususta hocanın biraz da eli rahatlasın.” formunda yanıtladı.
“Montella’nın performansı son derece iyi”
Ceyhun Çıkarı, “Bir futbol adamı olarak, Vincenzo Montella idaresindeki ulusal kadronun genel performansını nasıl buluyorsunuz?” sorusu üzerine, “Hep uyguna gidiyor. Bilhassa son devirde yaşanılan muvaffakiyetler, Avrupa Şampiyonası son derece olumlu bir turnuvaydı. Daha uygunu olabilir miydi? Olabilirdi fakat koşullar her vakit beklediğiniz üzere gelişmiyor. O gün Hollanda maçında ben de stattaydım, kazanacağımıza çok inanmıştım. Maalesef olmadı, vakit zaman oluyor. Öncesinde kaybedebileceğimiz maçlar da vardı. Lakin alana yansıyan çok net bir şey var ki artık hepimizi çok heyecanlandıran, hepimizi kenetleyen bir ulusal ekip oluştu. Çok genç oyunculardan kurulu bir ulusal grup oluştu. Önümüzdeki birkaç turnuvada bu iskelet takım devam edecek. Bunu geliştirerek çok daha yeterli yerlere gideceğimizi düşünüyorum. Şu ana kadar Montella’nın performansı son derece uygun. Umarım şu an tek gayemiz olan Dünya Kupası’na iştiraki sağlarız.” açıklamasında bulundu.
Kazancı, “Yönetim olarak Montella ile ahenginiz nasıl? Zira vakit zaman bu bahiste farklı argümanlar da ortaya atılıyor.” sorusuna, “Her vakit bir grup dedikodular olur. Biz Montella ile son derece yakın çalışıyoruz. İdare konseyimizde misyon kısmımız belirli. Sayın Başkanımızla beraber kendisiyle sık sık bir ortaya geliyoruz. Herkes performansından son derece mutlu. Onun çalışma ortamını daha rahat hale getirmek misyonumuz. Elimizden gelen her şeyi de yapıyoruz. Pek uyumlu olduğumuzu söyleyebilirim.” cevabını verdi.
TFF’den kıymetli proje
Kazancı, TFF’de 3 aylık misyon müddetlerinde ağır bir çalışma içinde olduklarını aktararak, şöyle konuştu:
“Göreve geldiğimizde ligin başlamasına kısa bir mühlet vardı. Çok süratli bir halde tüm bahislere eğilmeye çalıştık, hala da ağır tempoda devam ediyoruz. Kendi tarafımla, ulusal kadrolar kısmıyla alakalı birtakım projeleri başlattığımızı söyleyebilirim. Bunların ayrıntılarını ilerleyen günlerde vereceğiz. Artık dijitalleştiğimiz şu dünyada, bilhassa ulusal ekip seçimlerini daha steril bir ortamda yapılması için yalnızca A Ulusal Takım’dan bahsetmiyorum, alt kategorilerden bahsediyorum. Ülkemizdeki her yeteneği görmek, tespit etmek için ağır bir çalışma halindeyiz. Tüm karşılaşmaları kayıt altına alıp onların tahlilini ve verisini çekebileceğimiz, kendi sistemimize yükleyebileceğimiz bir proje üzerine çalışıyoruz. Çok yakın vakitte bunu uygulamaya koyacağız. Artık resmi liglerin başladığı 14 yaştan itibaren bu liglerdeki tüm karşılaşmalarda her oyuncumuzu çok rahat halde tüm verileri, istatistik ve tahlilleri alıp daha rahat, sonuç odaklı izleme yapmaya başlayacağız. Bu ve bunun üzere birçok projeyi başlattık. Umuyorum ki yakın vakitte bunların meyvesini alacağız. İşler bizim açımızdan berbat gitmiyor.”
“Her yaş kategorisinde Türkiye kurasını çeken grup bir korksun”
Tüm alt yaş kategorilerinin A Ulusal Gruba giden bir basamak olduğu vurgusunu yapan Ceyhun Çıkarı, “Oradaki oyuncularımızın bunu çok ciddiye alması gerektiği kanısındayız. Misyona geldiğimizden bu yana Sayın Başkanımız da aynı biçimde tüm kategorilere yakın halde ilgileniyor. Liderimiz en son Letonya maçından evvel Ümit Ulusal Grubumuzla bir ortaya geldi. Onlara daima söylüyoruz, bu bir basamak, ay-yıldızlı forma hangi kategoride olursa olsun çok değerli. Onu giymek çok büyük gurur. Orada başarılı olmak ve ilerleyen vakitte A Ulusal Kadronun kesimi olmak hepsinin amacı olmalı. Son vakitlerde şu beni çok üzüyordu, alt kategorilerde maçlar oynanıyor, Ümit Ulusal maçlar, birçok vatandaşımızın haberi bile olmuyor. O heyecanı kaybettik. Onlar da artık herkesin gözünün önünde olacak, tüm kategorilerde büyük muvaffakiyetler yakalayacağımıza inanıyorum. Tüm dikkatler orada olsun. Gökhan Hoca, Ümit Ulusal Takım’da bayrağı devraldı, Kümede tezimiz olmasa da Letonya’ya karşı âlâ bir galibiyet elde ettik. Zira birinci maçta Letonya’ya deplasmanda kaybetmiştik, artık Norveç maçı var. Norveç için vefat kalım maçı olacak. Umarım bizi en güzel formda temsil edecekler. Bundan sonra her yaş kategorisinde amaçlar çok büyük.” sözlerini kullandı.
Eskiden alt yaş kategorilerinde ulusal grupların başarılı olduğunu hatırlatan TFF Lider Vekili, “Eskiden alt kategorilerde daha başarılı olan bir ulusal grup, A Ulusal Grup seviyesine geldiğinde biraz fark olumsuz tarafta açılmaya başlıyordu. Şu anda A Ulusal Ekibimiz daha güzel düzeye gelmiş durumda, alt kategorilerimizin kiminde uygun sonuç alıyoruz lakin bunu genele yayamadık. Türk Ulusal Kadrosu dendiğinde 14-15-16’dan itibaren çok güçlü bir ulusal grubun geldiğini ve bunun A Ulusal Gruba sirayet ettiğini kesinlikle görmemiz gerek. Artık Türkiye dendiğinde, her yaş kategorisinde Türkiye kurasını çeken kadro bir korksun. Bunu kesinlikle oluşturmak zorundayız, bunu yapacağız.” halinde konuştu.
