İktidarın bugüne kadar en çok övündüğü husus sıhhat sistemi, içinden çıkılmaz hale geldi. “Sağlıkta dönüşüm” denilerek esaslı kamu hastaneleri kapatıldı. Yerlerine “şehir hastaneleri” açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kent hastanelerini “Vatandaşımız yatmadan şifa buluyor” diyerek övdü. Fakat hastaların mağduriyeti de doktorlar yaşadığı zorluklar da her geçen gün arttı.
Hastalar randevu bulamaz hale geldi. Hastane koridorlarında uzun kuyruklar oluşmaya başladı. Fiyatsız sıhhat hizmeti verilen 10 milyon mülteci eklenince yoğunluk arttı. Hastaların yönlendirildiği kent hastanelerinde adım atacak yer kalmadı. Hekimlerin hastaya en az 20 dakika ayırması gerekirken, bu mühlet 2-3 dakikaya düştü. Hastanelerde bir yıl sonraya MR, tomografi randevusu verilmeye başlandı.
GİDERLERSE GİTSİNLER
Erdoğan hekimler için “Giderlerse gitsinler” dedi. İktidar periyodunda toplam 15 bin doktor yurt dışına göç etti. 2025’te bu sayının 25 bine ulaşacağı iddia ediliyor. Sıhhat örgütlerinin bilgilerine nazaran sıhhat işçilerinin yüzde 67’si en az bir defa akına uğradı. Acil servis çalışanlarının ise yüzde 38’i 10 kere ve üzerinde şiddete maruz kaldıklarını söyledi.
SGK DA BATAKTA
SGK, bütçeden aktarılan milyarlarca lira ile ayakta tutulmaya çalışılıyor. Lakin her yıl açık daha da büyüyor. Milyonlarca sığınmacının Genel Sıhhat Sigortası prim borçları, devlet tarafından ödenirken; SGK, işsizlere bildiri atarak bu prim borçlarını istiyor hatta işsiz vatandaşa haciz gönderiliyor. Birçok acil ilaç SGK tarafından kapsam dışı tutuluyor. Bilhassa kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanmaması, hastayı çaresiz bırakıyor.
Vatandaş kıymetli olan bu ilaçları alamıyor. Reçetelere getirilen kota uygulamaları, tabiplerin işlerini zorlaştırıyor. Antibiyotik, ağrı kesici ve mide ilaçları üzere yaygın kullanılan ilaçlara sınırlama getiriliyor. Reçetelerde belirlenen sonları aşan tabiplerin ise teşvik ödemelerinden yararlanamayacağı açıklanıyor.
‘Maharet bina yapmak değil’
■ Sıhhat İşçileri Sendikası Hareket Kaya EROĞLU: İnsanlar sıhhat hizmetine erişemiyor. Cumhurbaşkanı ‘Giderlerse gitsinler’ dedikten sonra masraflar arttı. Şiddet, meslek prestijinin bitmesine bağlı olarak birçok tabip, özel hastanelere geçerek devlet hastanelerini terk etti.
■ Birlik ve Dayanışma Sendikası Ahmet MEHLEPÇİ: Sağlık sistemi tıpkı iktisat üzere çöktü. Randevu bulunmuyor, ASM’lerdeki aşı derdinin sebebi de biz değiliz. Maharet, bina yığınları yapmak değil; o binalarda çalışacak sıhhat profesyonellerini bulundurabilmektir.
Eğitim sistemi tarikatlara emanet
AKP periyodunda en çok sorun yaşanan alanlardan biri eğitim oldu. Hiçbir öğrenci başladığı sistemle mezun olamadı. Laik eğitime darbe vuruldu. Okullarda tarikatların tesiri arttı. İşte AKP devrinde yaşananlar.
EN ÇOK DEĞİŞİM: 2002 yılından bu yana dokuz bakan değişti. 18 kez eğitim programlarında değişikliğe gidildi.
ÇOCUKLAR PERSONEL OLDU: Türkiye’de 7.6 milyon çocuk izafi yoksulluk sonunun altında yaşıyor. Ekonomik zorluklar nedeniyle çocuklar eğitimden kopuyor. TÜİK datalarına nazaran 15-17 yaş ortası çalışanların oranı yüzde 32. Yani 100 çocuktan 32’si okulu bırakıp çalışmak zorunda kalıyor
MEMNUN OLAN YOK: Türkiye’nin yüzde 87’si eğitim kalitesinden şad değil. Her 10 şahıstan 6’sı eğitimin öneki yıllara kıyasla gerilediğini düşünüyor.
GERİCİ ÇEDES: Müfredat değişiklikleri ile eğitimde, dinci, gerici öğeler ağırlaştı. Bilimsel ve laik eğitim maksat alındı. ÇEDES ile tarikat ve cemaatlerin okullara girmesinin önü açıldı.
KALABALIK SINIFLAR: Yeni okul ve derslikler inşa edilmedi. Kimi dersliklerde 40-50 öğrenci eğitim görür hale geldi.
TASARRUF VE PAKLIK: İtibardan tasarruf etmeyen iktidar, tasarrufu okulların temizliğinden yaptı. Birtakım okullarda paklık ve güvenlik işçisi yok.
Yabancı öğrenci sayısı 340 bin
Kayseri Erciyes Üniversitesi yeni akademik yıl açılışı dün yapıldı. Törene YÖK Başkanı Erol Özvar da katıldı. Ortalarında yabancıların da bulunduğu öğrencilerin ortasına oturan Özvar, “Türkiye’de 340 bin yabancı öğrenci var. Gayemiz bunu 500 bine çıkarmak” dedi.
