Doğu Karadeniz’de; iklim değişikliğine bağlı yağış rejimindeki düzensizlik, sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, bilhassa ilkbahar ve yaz aylarında bölgede tesirli olan kuraklık, tarım öncesi ot paklığı ismine yakılan anız ateşi, lodosla yayılarak orman yangınlarına neden oluyor. Uzmanlar, orman yangınlarında kuraklık ve anız ateş üzere birçok faktörün yanı sıra, ani değişen sıcaklık kaynaklı ‘yalancı yaz’ın da tesirine dikkati çekerek, ihtarlarda bulunuyor.
YAĞIŞSIZ DÖNEME DİKKAT
KTÜ Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, fön rüzgarları üzere sıcak ve kuru rüzgarların tesiriyle kış aylarında dahi Doğu Karadeniz’de yangın riskinin arttığını belirterek, “‘Doğu Karadeniz’de de yangın olur mu’ diyenler var. Evet, olur. Üstelik kış mevsiminde de yangınlar olur. Bizde kışın çok süratle büyüyen örtü yangınları yüklü oluyor. Büyük bitki örtüsü kurumuş oluyor ve fön rüzgarları, güneyden gelen rüzgarlar bütün nemini İç Anadolu’da bıraktığı için buraya çok kuru ve sıcak olarak geliyor. Bu da nemi ve bitkilerdeki yanıcı husustaki nemi daha da düşürüyor. Köylerde anız yakma, paklık yapma süreçlerinin akabinde yangınlarla çok sık karşılaşabiliyoruz. Tekrar bu tehlike var mı? Var. Şayet uzun mühlet yağışsız bir periyot olursa, Doğu Karadeniz’de yangınlarda artış görebiliriz” diye konuştu.
‘BİZDE ARALIK VE OCAKTA GENELDE YANGINLAR OLUYOR’
Tarım alanlarında anız yakma süreçlerinin yangın riskini arttırdığını ve bu tıp alışkanlıklardan kaçınılması gerekildiğini vurgulayan Kurdoğlu, kış mevsiminin uzun ve yağışlı geçmesi halinde yangın riskinin azalacağını belirtti. Kurdoğlu, “Önemli olan dikkatli olmak ve bilhassa köylerde orman içi ve bitişiğindeki köylerde yaşayan halkımızın bu hususta çok dikkatli olması. Bizde aralık ve ocakta genelde yangınlar oluyor. Bu yalancı yazlardan da yalancı kışlardan da natürel ki çok fazla etkilenmemek lazım. Bu sefer kışa erken girdik; ancak erkenden kışa girmenin ve uzun müddette kışın devam etmesinin, bir de kar yağarsa pek çok olumlu istikametini de görmek mümkün. O vakit uzun mühlet nemli olan ortamların kolay kolay kuruması da yangın çıkması da mümkün olmayacaktır. O açıdan şayet kış yağışla devam ederse yangınların çok kolay olabileceğini düşünmeyiz. Lakin kış bu mevsimden sonra yine bir yalancı yaz olursa ve yağışlar çok azalırsa, yangın riski her vakit kapıdadır. Onu da göz gerisi etmemek lazım” dedi.
‘DEVLET BÜTÜN İMKANLARINI KULLANIYOR’
Türkiye’de son yıllarda yangınlara birinci müdahalenin süratli olduğunu kaydeden Kurdoğlu, “Yangın sayısı ve yangın başına yanan alan ölçüsünde artış var. Aslında müdahalelerde gerçekten devlet bütün imkanlarını kullanıyor. Müdahale 11 dakikalara indirildi. Bu çok hoş, tesirli bir sayı. Ancak ‘Yangına 11 dakikada müdahale ettik’ kelamından çok, ‘Yangını şu kadar müddette söndürdük’ kelamı daha geçerli ve daha faydalı olur. Söndürmemiz gitgide zorlaşıyor. Zira kurak periyotlar ve havadaki bağıl nemin yüzde 20’nin de altına düştüğü devirler, uzamaya ve artmaya başladı. Hasebiyle bu türlü olduğu vakit yangın riski de önemli biçimde artmış oluyor. Bunun da direkt iklim değişikliğiyle irtibatını kurabiliriz” dedi.
