İZMİR’de emekli doktor Serkan Bulun (49), üniversite imtihanına girip, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Tasarımı ve Direktörlüğü Kısmı’nı kazandı. 25 yıl doktorluk yaptıktan sonra okul sıralarına geri dönen Bulun, doktorların düşüncelerini anlatan bir sinema çekmeyi hedeflediğini belirtip, “Edindiğim deneyimleri ve ülkemizdeki tabiplerin yaşadığı sıkıntıların bir biçimde tabir etmek istedim. Bu kısmı seçmemdeki çıkış noktam bu oldu” dedi.
Tire ilçesinde yaşayan Serkan Bulun, geçen ağustos ayında Beyin ve Hudut Cerrahisi uzmanı olarak misyon yaptığı Tire Devlet Hastanesi’nden emekli oldu. 25 yıllık doktorluk hayatına orta veren Bulun, üniversite imtihanına girip, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Tasarımı ve Direktörlüğü Kısmı’nı kazandı. Bir yandan kendi kurduğu ahşap atölyesinde üretim yapan bir yandan amatör telsizcilik faaliyetlerinde bulunan Bulun, sinema direktörlüğünü hobi olarak seçmediğini belirtip, ilerde doktorluk tecrübelerini anlatan bir sinema çekmek istediğini söyledi.
‘KENDİMİ DENEMEK İSTEDİM’
Serkan Bulun, “Üniversite imtihanına girmiştim. Kendimi denemek ve seviyemi görmek istedim. Sözel kısımdan tercih yaptım. Bu kısmı kazandıktan sonra hocalarımla gelip görüştüm. Öğrenci olarak okula başlamam tuhaf karşılanır mı diye merak ettim. Ancak herkes beni teşvik etti. Emekli olduktan sonra okula kaydımı yaptırdım. Şu an işte 1’inci sınıfta tahsil hayatıma devam ediyorum” dedi.
‘Z NESLİ İLE BİREBİR SIRALARDA OTURMAKTAN MEMNUNUM’
Daha evvel Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nin Sosyoloji Kısmı’nda de tahsil gördüğünü anlatan Bulun, “O uzaktan eğitim olduğu için öğrenci arkadaşlarla imtihan salonunda karşılaşıyorduk. 1992 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdim ve 1998 yılında da mezun oldum. 6 yıllık, dolu dolu bir üniversite öğrenciliği hayatım vardı lakin o vakit toplumsal medya yoktu. Beşerler birbirlerine kart atarlardı. Sabit telefonlarla randevu verip, bilinen yerlerin önünde buluşurlardı. O denli sosyalleşirdi beşerler. Hayat daha yavaştı. Günümüzdeki gençlik ‘Z kuşağı’ olarak kategorize edilmeye çalışılıyor. Onlarla birebir sıralarda oturmaktan mutluyum.”
‘YÖNETMENLİK DE HEKİMLİK DE BİR SANAT DALI’
Film direktörlüğü kısmı ile tıp eğitiminin birbirinden çok da zıt alanlar olmadığını vurgulayan Bulun, “Beyin cerrahisi özelinde bakacak olursak, çok ağır disiplini ve kuralları olan bir sanat kolu. Orada hayat kurtararak bir eser ortaya koyuyorsunuz. Burada ise görsel olarak insanlara bir şeyler anlatabilmek gerekiyor. Çok edebi bir yeteneğim yok fakat 25 yıllık hekimlik hayatım boyunca edindiğim deneyimler ve hayatlarına dokunduğum beşerler oldu. Edebi manada hoş yazı yazamıyorum. Ben de görsel tarafta kendimi daha güzel tabir edebileceğimi düşündüm. Edindiğim deneyimleri ve ülkemizdeki doktorların yaşadığı sıkıntıların bir formda tabir etmek istedim. Bu kısmı seçmemdeki çıkış noktam bu oldu” dedi.
‘BU KISMI HOBİ DİYE SEÇMEDİM’
Film çekmeyi istediğini lisana getiren Serkan Bulun, bir direktör olarak vermek istediği bildiriler olduğunu belirtip, “Toplumumuz görsel olarak şu anda ileti almaya daha açık. Herkesin elinde cep telefonu var, o denli uzun vadeli görüntüleri izleyemiyorlar. Süratli tüketim var. İleride yaşadıklarımı anlatmak ve bilhassa tabip topluluğunun sorunlarını çekmek isterim. Bunlar değişik mecralarda lisana getiriliyor lakin sanatsal olarak konumlandırıp, iletileri topluma bu halde vermek tabip arkadaşlarımı da yüreklendirir diye düşünüyorum. Yurt dışına çok fazla beyin göçü veriyoruz. Bilhassa doktorlar olarak. Açıkçası emekli olmadan evvel benim de bu türlü bir planım vardı; yurt dışına gitmek üzere. Sonrasında EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) çıkınca ülkemi terk etmek istemedim. Farklı bir mecrada bir şeyler yapabileceğime inandığım için de bu yolda ilerlemek istedim. Bu kısmı ayran gönüllülük yaparak, hobi diye seçmedim” dedi.
‘BURADA BULUNMAK UFKUMU AÇIYOR’
Yeniden üniversite okumasına ailesi ve etrafının şaşırmadığını söyleyen Bulun, “Sıra dışı bir insan olduğum için etrafımdakiler, yine üniversiteye gelmeme çok şaşırmadılar. Daima çok taraflı bir insandım. Tire’deki köyde bir ahşap atölyem var. Orada gerilim atmak için ahşap mobilyalar üretiyorum. Amatör telsizcilik dokümanım var. Kısa dalga telsizle dünyanın her tarafıyla irtibat kurabilirim. Burada tanıştığım hocalarımız sahiden çok dolu, çok kaliteli insanlar. Derya deniz insanlar. Sınavı geçip, geçmemek kıymetli değil. Burada bulunmak bile, onlarla sohbet etmek bile insanın ufkunu açıyor” diye konuştu.
