admin
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Ege
  4. Salepçioğlu İş Hanı- 7: Herkes SUSPUS! Gördüm, Duydum ama KONUŞAMAM!

Salepçioğlu İş Hanı- 7: Herkes SUSPUS! Gördüm, Duydum ama KONUŞAMAM!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Salepçioğlu İş Hanı- 7: Herkes SUSPUS! Gördüm, Duydum ama KONUŞAMAM!

Salepçioğlu İş Hanı’ndaki esnaf, bugüne kadar duyulmayan sesini, X platformunda #SalepçioğlunaDokunma ve #KimbuTarkem etiketleriyle tüm Türkiye’ye duyurdu. Hiçbir siyasi ajandası, lobicilik faaliyeti, dış gücü ya da gizli destekçisi olmayan bu esnaf topluluğu, iki ay sonra kışın ortasında iş yerlerinden çıkarılma endişesiyle yalnızca haklı bir çözüm arayışı içinde. Vakıflar gibi, tarihin yardımlaşma ruhunu taşıyan bir kurumdan böyle bir muamele görmek hem vicdanları yaralıyor hem de akıllarda soru işaretleri bırakıyor.

İlk günkü kararlılığıyla haklarını savunan bu esnaf, sesini yetkililere duyurabilmek için bütün meşru yolları denedi. Ne var ki, seslerini en tepedeki yöneticilere iletecek bir temsilci bulamıyorlar. Bütün çabalarına rağmen ne İzmir milletvekillerinden ne de yerel yöneticilerden bir karşılık göremiyorlar. Sadece iş yerlerini koruma çabası içinde olan bu esnaf, büyük bir saygı, sabır ve nezaketle her kapıyı çalıyor; onların tek isteği, kendilerine verilen tarihi bir emaneti yok etmek yerine yaşatma yönünde adımlar atılması. Ancak, seslerini duyurmak için umutla bekledikleri bu süreçte gördükleri sadece sessizlik.

İzmir Siyaseti Neden Suskun?

Bu noktada İzmir’de şaşırtıcı bir manzarayla karşı karşıyayız: İktidar, muhalefet, yerel yönetim, milletvekilleri ve bürokratlar hepsinin birlik olduğu nadir bir olaya şahitlik etmekteyiz o da Salepçioğlu İşhanı esnafının yaşadığı bu mağduriyeti sessizce izlemek. Biz bütün siyasilerden İzmir’in ve İzmirlinin menfaatine olacak olan konularda bu birlikteliği beklerden kaderin cilvesine bakın ki gördüm, duydum ama KONUŞMAYACAĞIM ittifakı ile karşı karşıyayız.Salepçioğlu İş Hanı için hem yerel hem ulusal düzeyde bir araya gelen esnafın çağrılarına rağmen İzmir siyasetinin tüm temsilcilerinden tek bir cümlelik destek bile gelmiyor. Türkiye’nin ikinci yüzyılına girerken, en zor zamanlardan geçtiğimiz bir dönemde bu tavır, esnafın kapı dışarı edilmesini umursamayan bir yaklaşımı gözler önüne seriyor. Peki neden?
 Kamuoyunda, özellikle İzmir’de herkesin aklında tek bir soru var: Bu suskunluk, TARKEM denilen ve neredeyse İzmir’i saran gizemli yapının siyasi bağlantılarıyla mı ilişkili? TARKEM, iddialara göre, sadece Salepçioğlu İş Hanı üzerinde değil, Kemeraltı’nın ve İzmir’in pek çok değerli bölgesi üzerinde de nüfuzunu artıran bir yapıya dönüşmüş durumda. İzmir’de bu derece yaygın bir yapı haline gelmiş bu oluşum, gerçekten de iddia edildiği gibi bir ahtapot misali kentin her alanında etkin mi? Yoksa esnafın haklı taleplerini bir kenara iten bu suskunluk, TARKEM’in arkasındaki gizli güçlerle mi alakalı? Neden TARKEM ismi hep gizemli yapılar ve “İSRAİLLİ BİR EKİP” ile anılıyor?
Özellikle şunu belirtilmekte fayda var: TARKEM Museviler ya da Yahudi vatandaşlar ile değil İSRAİLLİ BİR EKİP ve GİZLİ LOBİLER ile anılıyor. Çünkü herkes bilir ki, Musevi veya Yahudi vatandaşların canlarına mallarına yüz yıllarca bu millet bu devlet sahip çıkmış. Hala da öyledir, İzmir’de Yahudi Mahallesi ve onlarca Sinagog örneği var, diğer dinler ve kültürleri zaten söylemeye gerek yok, İzmir bu konuda birlikte yaşama kültürünün en ideal forumu ile vücut bulmuş hali.
Bu açıdan KAPİTALİST anlayışla kurulan TARKEM denilen Anonim Şirket bütün tarihin, kültürün, kamu kurumlarının, iş adamlarının yanısıra Musevi ve ya Yahudi vatandaşlarımızın da hassasiyetlerini mi istismar ediyor?

Esnafın Haklı Soruları: Cevap Bekliyor!

Esnafın, Salepçioğlu İş Hanı için yönelttiği sorular son derece basit ve anlaşılır. Ancak, bu sorular ne yazık ki yanıtsız bırakıldı. İşte esnafın vakıf ruhuna, tarihi değerlere ve haklarına sahip çıkmak adına sorduğu sorular:

1.Bu değeri geleceğe aynı sağlamlığı ile aktarmak görevse, neden otel olarak ihaleye çıkıyor? Salepçioğlu İş Hanı’nın otel yapılması fikri kimden geldi?

2.“Depreme dayanıksız” raporundan bahsediliyor; peki bu rapor neden bugüne kadar esnafa gösterilmedi? Görüştüğümüz her toplantıda, bu kadar konuşma yerine o raporun sunulması gerekmez miydi?

3.​Esnafa “yalancı” diyecek kadar olayı kişiselleştiren Vakıflar bölge müdürü Tahir Emre Can, neden “karot raporu olmasa bile 2018 deprem yönetmeliğine göre burası yıkılmalı” dedi? Karot raporu sadece bir bahane mi? Yoksa burayı birileri gözden mi çıkardı?

4.“Son depremde hasar aldı” deniliyor. Eğer öyleyse, nerede bu rapor? Mahallenin muhtarı depremde zarar gören yapıların kendisine verildiğini ama Salepçioğlu ile ilgili bir şeyin olmadığını ifade ediyorken, nerede bu hasarın fotoğrafları? Bu açıklamayı bir kurum mu yapıyor yoksa birilerine hazırlık yapan birileri mi?

5.Esnafın can güvenliği bu kadar düşünülüyorsa, neden onları kışın ortasında sokağa atmak söz konusu? Esnaf, kendi can güvenliğini hiçe sayacak kadar akılsız değil. Bu tehdit neden?

6.“İş hanımız güçlendirme çalışmalarından sonra hizmete devam edecek” deniliyor. Peki bu hizmet, otel olarak mı olacak? Esnafa güçlendirme değil, otel projesi mi dayatılıyor? Hayatı boyunca bazı değerlerin taşıyıcılığını yapmış Vakıflar Genel Müdürlüğü Avukatlarından Halit Çelik Bey’de hanın otel olacağını zikrederken bu zekice tasarlanmış ticari hamlenin(!)  vakıflarda imzalanmasına neden şerh koymuyor? Otel işi vakıf malı için uygun değil diye neden yazılı bir itirazını iletmiyor? Kimse vakıf ruhunu dikkate almadan burayı birilerine mi hazırlıyor? Bildiğimiz kişilerin bilmediğimiz bağlantıları mı var? 

7.Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün, esnafın haklı mücadelesini “yalan algı çalışmaları” olarak nitelendirmesi nasıl bir anlayış? Esnafına “yalancı” diyen bir kurum anlayışı vakıf ruhuna sığar mı?

Suskunluğun Ardındaki Gizli Güçler mi?

Bu suskunluğun ardında gerçekten de siyasi ve ticari çıkar ilişkileri mi var? İddialara göre, TARKEM, siyasi bağlantıları ve geniş ticari ilişkileri ile İzmir’de neredeyse “her yerde olan ama kendisini görünmez kılan” bir yapıya dönüşmüş durumda. Bir yanda sessizliğe gömülen yerel siyaset, diğer yanda TARKEM ve esnafın susturulmaya çalışıldığı bir süreç. Kemeraltı’nı ve Salepçioğlu İş Hanı’nı rant merkezi haline getirmeye çalışan bu yapı, gerçekten de İzmir’in tarihine karşı büyük bir tehdit oluşturuyor mu?

İzmir halkı, esnafın onurlu ve katılımcı mücadele ile sesini duyurmaya çalıştığı bu süreçte, vakıfların neden asıl görevlerini bir kenara bırakıp rant odaklarına yöneldiğini sorguluyor. TARKEM’in bu süreçteki rolü, bağlantıları ve Kemeraltı üzerindeki etkisi çok daha derinlemesine araştırılmayı gerektiriyor. İzmir’in kültürel dokusuna, tarihine ve halkına bu denli zarar veren bir suskunluk neden tercih ediliyor?

Son olarak, bu mücadelede esnafın yanında duran hiç kimseye görememek, gerçekten de düşündürücü bir tablo. Esnaf, sadece haklı taleplerini dile getiriyor ne bir provokasyona ne iftiraya ne de hakarete başvuruyor. Bu, sadece bir iş hanını değil, aynı zamanda İzmir’in tarihini, kültürünü, vakıf ruhunu koruma mücadelesidir. Vakıflar, toplumun mirasını korumak adına halkın yanında olmak zorundadır.

Yarınki yazımızda TARKEM dosyasını açıp o konu ile ilgili uzun bir yazı dizisine başlayacağız. Kimler kimlerle beraber hep birlikte göreceğiz…

İletişim: [email protected]

Instagram/  @copurrmehmet

@nvarnyokizmir

Salepçioğlu İş Hanı- 7: Herkes SUSPUS! Gördüm, Duydum ama KONUŞAMAM!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 25 Ekim 2024, 10:22

    Tarkem’in çeşitli projeleri ve yatırımları, yerel ve ulusal düzeyde önemli kazançlar vaat etse de, bu girişimlerin arkasında daha derin hesapların yattığı düşünüyorum. Ekonomik çıkarlar, çevresel etkiler ve toplumsal dinamikler göz önünde bulundurulduğunda, Tarkem’in faaliyetlerinin yalnızca yüzeyde görüldüğü gibi masum olmadığıni düşünüyorum…

Giriş Yap

NvarNyok Gazetesi - İzmir ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin