Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BRICS tepesi sonrasında gündeme ait açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın BRICS ve iktisat gündemiyle ilgili öne çıkan tabirleri şunlar oldu:
BRICS yükselen iktisatların bilhassa bir ortada olduğu büyük bir platform. Bu gerçeği görmek durumundayız. Türkiye olarak BRICS ile bağlarımızı geliştirmek istiyoruz. BRICS üyesi ülkelerle ikili olarak esasen uzun yıllara dayalı bağlantılarımız, birlikteliğimiz kelam konusu. BRICS de öteki platformlar ve milletlerarası oluşumlar da bizi ekonomik açıdan güçlendiren ögelerdir. Bunları da biz görmezden gelemeyiz. Hem Doğu hem Batı ülkesi olduğumuzu daima anlattık. Türkiye’nin BRICS ile iş birliğini ilerletmesi, ekonomik iştiraklerimizin sayısını artırmayı karşılıklı hürmet çerçevesinde bu dayanışmayı sürdürmemiz, “kazan-kazan” aslına nazaran hem BRICS ülkelerinin hem de ülkemizin çıkarınadır. Gerçekten başta periyot lideri olarak Sayın Putin olmak üzere yaptığımız ikili görüşmeler, bunları çok açık net ortaya koyuyor. Bu anlayıştan birilerinin bize yapmış olduğu telkinlerle vazgeçemeyiz. Kendi kararımızı kendimiz vermek suretiyle yolumuza devam edeceğiz.
Burada emelimiz mevcutları birbiriyle yarıştırmak değil. Bizim yerli ve ulusal paralarımızla yolumuza devam etmemiz lazım. Sayın Trump, Amerika Birleşik Devletleri’nin başında bulundu. Bu tıp bir görüşü olabilir. O vakit da biz kendileriyle finans dalıyla ilgili tüm hususları görüştük. Bunları kendileriyle paylaştık. O vakit ne için buna müdahale etmediler? Yerli ve ulusal paralarla hangi ülke ile bu adımı atabiliyorsak atarız. Burada hedefimiz ‘kazan-kazan’ temeline dayalı olarak finansal kesimi ayağa kaldırmaktır. Bu mevzuda Amerika olsun, Batı ülkeleri olsun herkes adımını buna nazaran atacak olursa biz de kazanırız, onlar da kazanır, Amerika da kazanır. Biz yıllardır ulusal paralarla ticaret siyasetini savunuyoruz. Bu, ikili ticaretin Döviz baskısından kurtarılmasını sağlar. Ülkelerin ticari faaliyetlerine öteki ülkelerin müdahil olmasının önüne geçer. Ulusal paralarla ticaret birebir vakitte özgür ticarettir. Tıpkı biçimde ödeme sistemlerinde çeşitliliğin olmaması da finans piyasalarının şoklara karşı kırılganlığını artırıyor. Münasebetiyle alternatif bir finans ve ödeme sistemi hem memleketler arası ticareti kolaylaştırır hem de çeşitlendirir.
Savunma Sanayii Destekleme Fonu açıklamaları
Demir Kubbe ile bizim Çelik Kubbe projemizi birbirine karıştırmamız gerekiyor. S-400 konusuna gelince o aslında farklı bir adım. S-400’ün öbür fazıyla alakalı ‘acaba birileri ne der?’ diye bizim bir fikrimiz yok. Onun kararını Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak biz veririz. Bu mevzuda hükümetimiz oturur, değerlendirmelerini yapar, kararını verir. Fakat dediğimiz üzere Çelik Kubbe ismini biz koyduk. Çelik Kubbe ismini biz koyduğumuza nazaran bunun takvimini de biz belirleyeceğiz. Adımını da vakti saati geldiğinde savunma sanayii ile atarız. Bu konuda Türkiye’nin muhalefet partisi yahut muhalifleri sanki ne diyor? Bütçe probleminde muhalefet çılgına döndü. ‘Niye şuradan para alıyorsunuz? Niçin buradan para alıyorsunuz?’ dediler. Biz kaynaklarımızı kendimiz temin ederiz ve bu kaynakları temin ettiğimiz vakitte da adımlarımızı atarız. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti kaynak temini noktasında rastgele bir külfetin içinde değildir. Vakti saati geldiğinde adımını atar, kaynaklarını üretir ve Çelik Kubbe’sini de yapar. Burada önceliğimiz kendi gereksinimlerimizin eksiksiz karşılanmasıdır. Savunma sanayiinde geldiğimiz noktaya nasıl kademe etap ulaştıysak, daha ileri amaçlarımıza de sağlam adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.
Çin ile ilişkiler
Çin ile geçmişten bugüne uzanan bağlarımız bulunuyor. Birbirlerini etkileyerek gelişmiş iki büyük uygarlığın mirasçılarıyız. Münasebetlerimizi bu bağlar üzerine inşa ediyor, esaslı yeni bağlar oluşturmak için çalışıyoruz. Çin dünya siyasetinde de ticaretinde de son derece aktif bir ülke. Stratejik iştirak seviyesindeki bağlarımızı geliştirmek için yeni adımlar atabiliriz. Çinli dostlarımızla ikili ticaret hacminin artırılmasından, yatırım potansiyellerine kadar birçok başlığı vakit zaman ele alıyoruz. Biz Çin’den yakın vakitte bir ziyaret bekliyoruz. Ondan sonra da biz iade-i ziyareti yaparız. Sanıyorum bu çok uzun bir vakit almayacak. Çin Devlet Başkanı Şi Jinping bize bir ziyaret gerçekleştirecek, akabinde da biz kendilerine bir ziyaret yapacağız.
