Ticaret Bakanlığı’nın limon ihracatının yasaklanmasına yönelik kararı, Türkiye’nin en fazla limon üretilen vilayetlerinden olan Mersin’de çiftçiyi endişelendirdi. Bakanlığın kararını kıymetlendiren Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, çiftçinin güç durumda bırakıldığını belirtti.
Yılmaz, şöyle konuştu:
”Son yıllarda doğal afetlerden çok önemli biçimde ziyan gören çiftçimizi, bir kere da bakanlığın son aldığı karar vurdu diyelim. Yaşadığımız don afetiyle alakalı çiftçimiz eserlerini erken hasat edip depolarına yerleştirdi. Çiftçi olmayan, bu işin ticaretini yapan esnafımızda aldığı eserleri depolara yerleştirdi. Şu an Mersin özelinde depolarda en az 450 bin ton limon eserinin olduğunu biliyoruz. Kayıtlarda olan. Kayıtdışı olanları hiç saymıyoruz. Bu ihracatın durdurulmasıyla birlikte esasen bizim iç piyasada tüketebileceğimiz ölçüsü 130 bin ton. 130 bin tonun üzerindeki 300 bin ton limonu biz nereye ihraç edeceğiz, nerede değerlendireceğiz. Geçmiş yıllarda biz almış oldukları bir kararda gördük yaşadık. Şayet bu yanlış karardan dönülmezse bu depolardaki eserlerimiz çürümeye terk edilecek. Çiftçi bir kere daha ziyanla karşı karşıya. Bakanlık bu yanlış karardan dönmeli ve çiftçinin feryadını duymalı.
”Fiyatlar gerilemeye başladı”
Fiyatlar ağır ağır hareketlenmeye başlamıştı. Yani üretici limondan para kazanacak duruma hakikat ilerlerken bu kararla birlikte fiyatlar ani bir fren yaptı ve şu an geriye yanlışsız inmekte. Doğal afetlerden ötürü aslında çiftçi son yıllarda ziyan zarar üstüne. Borcu borçla kapatıyor. Birden fazla bankalara, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne borçları birikmiş çiftçilerimiz artık limon eserleri de depolarda çürümeye terk edilecek bu kararla birlikte.”
”Çiftçinin elindeki eserler de çöpe giderse ziyan zarar üstüne”
Don afetinin tesirli olduğu vilayetlerin Mersin ve Adana olduğunu kaydeden Musa Yılmaz, kelamlarını şöyle sürdürdü:
”Hatay’dan başlayarak Silifke’ye kadar uzanan güzergahta önemli badireler var fakat en ağır ziyan gören bölgeler Mersin merkez ve Adana merkez. İki vilayetimizde çok önemli, meyvelerde ufak tefek meşakkatler hem de en kıymetlisi limon bahçelerimiz gazel oldu. Ben zati çiftçinin sıkıntı durumda olduğunu söylüyorum. Çiftçinin elindeki eserler de çöpe giderse ziyan zarar üstüne. Ülke çiftçisinin yaş ortalaması 60’a dayanmış. Kendimden örnek vereyim, 61 yaşındayım, ben bu yaştan sonra öteki iş yapabilir miyim? Mümkün değil. Gidişat, bilhassa küçük aile işletmeleri dediğimiz çiftçilerimizin yani ailece çalışan çiftçilerimiz üretimden koptuğu an bir daha üretime devam etmeleri mümkün olmayacak.”
