DEM Parti heyeti, dün Meclis’te MHP’yi ziyaret etti. Görüşme sonrası açıklama yapan DEM Partili Tülay Hatimoğulları, MHP heyetinin yanında “Sayın Öcalan” tabirini kullandı.
MHP’li Semih Yalçın’ın o esnada başını önüne eğmesi dikkatlerden kaçmadı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, vatan sevdasının siyaset ve istismarının yapılmayacağını söyleyip “Düşmansız Türkiye’yi başaranların ahfadı terörsüz Türkiye’yi inşa ve ihya edeceklerdir. Kara propaganda ve kirli kampanya figüranlarına bilhassa hatırlatırım ki, bizim utanacak, sıkılacak ve başımızı öne eğecek hiçbir açığımız ve eksiğimiz yoktur” dedi.
Bahçeli’nin açıklaması şu halde:
Çanakkale sırf 81 vilayetimizden birisi değil, bunun da fevkinde ve ötesinde dünyanın en büyük şehitliği, iman ve iradenin devleştiği uğraş ve mücahede sahnesidir.
Dayatan zorbalığın, dalaşan zulmün, damgalı zilletin hain ve kanlı kuşatması damıtılan feragat ve fedakarlıkla kırılmış, aziz vatana göz diken çürümüş müstevli hesapları dökülen şehit kanlarıyla ve kaç kahramanlık destanıyla alt üst edilmiştir.
110 yıl önce, ulusal birlik ve dayanışmanın muktedir ve müteyakkız duruşu Çanakkale’de devleşerek son yurdumuzun çiğnenmesini engellemiş, sömürgeci heves ve maksatları enkaza çevirmiştir.
Çanakkale ruhunu evvel anlayıp sonra da jenerasyonlar boyunca anlatmak, dahası düşman emellerin her vakit tetikte ve teyakkuzda olduğunu uyanık bir şuurla idrak etmek Türk milletinin ve Türk devletinin varlığına muazzam ve muazzez bir hizmettir.
Bir hilal uğruna battığı söylenen güneşler temel itibariyle istiklalimizi ve istikbalimizi mutena halde aydınlatmış ve ışıklı ufkumuza gerilen perdeleri ferden ferda aralamışlardır.
Çanakkale’nin türlü mahal, mecra ve mıntıkalarında kazanılan ve göğsümüzü kabartan deniz ve kara zaferleri Türkiye Cumhuriyeti’nin adeta önsözü, önyüzü, bir nevi bedel bedel ödenen muştusu olmuştur.
Küresel ve bölgesel ölümcül senaryoların mecburilik icabı baştan ayağa değişmesi/değiştirilmesi müteakip yıllardaki istikrar ve dinamikleri etkilemekle kalmamış, işin özünde bugünün dünyasını askeri, siyasi ve stratejik mahiyette tayin ve tahvil etmiştir.
Vatan, millet, bayrak, mukaddesat ve ulusal onur uğruna fani hayatlarını siper eden aziz şehitlerimiz boşuna hayattan kopmamış, boş yere toprağa düşmemişlerdir.
Şehitlerimiz var oluşumuzun manevi muhafızları, mevti içinde öldürmesini bilmiş kahramanlarımızdır.
Bu nedenle şehitlerimizin ruhlarını muazzep edecek rastgele bir alaka ağının kıyısında, köşesinde yahut içinde olmamız asla ve kat’a kelam konusu değildir, nihayet böylesi bir tarihi sapma evvela Çanakkale şuuruna hakaret ve hürmetsizlikle muadildir.
Türk vatanı savunulurken hiç kimsenin kökeni sorulmamış, hiç kimsenin mezhebi sorgulanmamış, hiç kimsenin yöresi ve etnik aidiyeti merak uyandırmamıştır.
Türk milleti bir olmuş, gerçekten tek yürek halinde kenetlenmiş, muhasım güçlerin karşısına vücut beden toplanarak, can cana vererek, kan kana direnerek aşılması ham bir hayal olan bağımsızlık duvarı örmüştür.
Vatan sevdasının ve millete mensubiyetin siyaset ve istismarı yapılamaz.
Düşmansız Türkiye’yi başaranların ahfadı terörsüz Türkiye’yi inşa ve ihya edeceklerdir.
Kara propaganda ve kirli kampanya figüranlarına bilhassa hatırlatırım ki, bizim utanacak, sıkılacak ve başımızı öne eğecek hiçbir açığımız ve eksiğimiz yoktur.
Çanakkale şuurunun kılavuzluğunda ulusal birlik ve kardeşliğimizi, tıpkı çeliğe su verir üzere, sağlamlaştırmanın ve güçlendirmenin haricinde Türk ve Türkiye sevdalılarını mesnetsiz ve melun ithamlarla amaç alanlar asla sonuç alamayacaklar, inandığımız ve ilerlediğimiz yoldan bizi geri döndüremeyeceklerdir.
Çanakkale’yi vicdanında özümsememiş maskaraların algı oyunları, alçak oluşumları bedelsizdir ve yok kararındadır.
Tarih bir gün gerçek ve inanmış Türk milliyetçilerinin vatan, millet ve ortak mukadderat uğruna nasıl hasbi ve samimi formda gayret ettiğini yazacaktır.
O tarih sayfalarında bugünkü hamaset ve hakaret numuneleri, uzun vakit evvel fikren, fiilen, fiziken, zikren ve siyaseten başka düştüğümüz kullanışlı ve kumandalı fason siyasi tacirleri de taban not olarak bile kaale almayacaktır.
Türk milletinin Çanakkale destanı gönüllerde yaşadıkça, bunu sahiplenen vatansever şahsiyetler bulunduğu surece, geçmişte muvaffak olamayan iç ve dış işgal cephesi, inanıyorum ki bugün de sonuca ulaşamayacaktır.
Bu hislerle; 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. Yıl Dönümünde; tertemiz kanlarıyla üzerinde yaşadığımız toprakları vatanlaştıran aziz şehitlerimizi minnet hislerimle anıyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bağımsızlık ve varlık uğraşımızı harika bir cüret ve hamiyetle kucaklayan saygıdeğer ecdadımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Ruhları şad, yerleri cennet olsun.
