İzmir’in Bayraklı ilçesinde dini nikahla birlikte yaşadığı İzzet Demir (25) tarafından av bıçağıyla öldürülen Sidar Şimşek’in (20) babası Cihan Şimşek, “İzzet Demir bana daha evvel ‘Kızını öldüreceğim’ demişti. ‘Niye kızın konuttan kaçtı, sende kalıyor? Öldüreceğim’ diyordu” dedi.
Olay, geçen yıl 21 Temmuz’da saat 01.30 sıralarında, Refik Şevket İnce Mahallesi 1930/1 Sokak’ta meydana geldi. İzzet Demir ile dini nikahla yaşadığı Sidar Şimşek ortasında çıkan tartışma, hengameye dönüştü. Bu sırada yanındaki av bıçağını çıkaran İzzet Demir, Şimşek’i çocuğunun yanında sokak ortasında tekraren bıçakladı. Demir, çocukla birlikte kaçtı. İhbarla bölgeye sıhhat ve polis takımları sevk edildi. Olay yerine yaklaşan polis grupları, kucağında çocukla koşan İzzet Demir’i yakaladı. Ambulansla Bayraklı Kent Hastanesi’ne kaldırılan Sidar Şimşek, kurtarılamadı. Olayda kullanılan av bıçağı ise yol kenarında bulundu. Emniyetteki süreçleri sonrası İzzet Demir tutuklandı. Sidar Şimşek’in cenazesi ise tıpkı gün, Doğançay Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İzzet Demir hakkında ‘Kadına karşı taammüden öldürme’ hatasından ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası ve ‘Bıçak yahut başka aletleri müsaadesiz olarak satma satın alma taşıma yahut bulundurma’ kabahatinden 1 yıla kadar mahpus istemiyle dava açıldı. Tutuklu sanık İzzet Demir, İzmir 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde birinci kere hakim karşısına çıktı. Duruşmaya İzzet Demir, Sidar Şimşek’in babası Cihan Şimşek ile taraf avukatları katıldı. Çocukları Müdafaa ve Yaşatma Derneği üyeleri de duruşmayı takip etti.
Savunması için kelam verilen tutuklu sanık İzzet Demir, Sidar Şimşek’in çocuğunu kaçıracağını öğrendiğini belirterek, “Çocuğumuz 15 günlükken Sidar, meskenden kaçıyordu. Ben ne vakit konutta olmazsam, bunu fırsat bulup gidiyordu. Sidar’ı ve çocuğumuzu Manisa’ya bıraktım. Lakin oradan da kaçmış. Annem haber edince, ‘Artık yeter’ dedim. Uzaklaştırma kararı alıp velayet davası açtım. Mayıs ayından temmuz ayına kadar çocuğumu görmedim. Hatta ailesi ve kendisi arkadaşıma çocuğu Diyarbakır’a kaçıracaklarını söylemişler. Olay günü de kızımın beni görmediği için mutsuz olduğunu söyledi. Ben de Sidar’a taksiye binip gelmesini söyledim. Benim almamı isteyince kendim gittim. O sırada Sidar ağabeyinin konutundaydı. Ağabeyi ile aramız yeterli değildi. Olay günü dışarıda Sidar’ı gördüm. Olaydan evvel uzaklaştırma aldığımdan daima bel altı cümleler kuruyordu. Sidar, ‘Sana söyleyeceklerim var. Bu çocuk senden değil. Artık bir daha göremeyeceksin, diğeriyle evlenip Diyarbakır’a taşınacağım’ dedi. Yanıma yanaştı. Babasının dostunun oğluyla görüştüğünü söyledi. Cinnet getirdim. Yanımda her vakit bıçak taşırım, zira babamın hasımları var. Sidar’ı öldürmeye yönelik bir planım olmadı. Sidar’ı kaç kere bıçakladığımı hatırlamıyorum. Kendime geldiğinde ellerim kanlıydı. Kendime geldikten çabucak sonra elimdeki bıçağı yere attım. 112’yi aradım. Birinci seferinde sınır düşmedi. Sonrasında bir sefer daha aradım, telefon açıldı. Olayla ambulansı arama ortasında çok bir vakit geçmedi. Ambulans geldiğinde Sidar yerdeydi. Ben otomobildeydim, zira çocuğu benden almaya çalışıyorlardı. Biraz alkollüydüm” savında bulundu.
‘EN AĞIR CEZAYI ALMASINI İSTİYORUM’
Söz verilen Sidar Şimşek’in babası Cihan Şimşek, “Sanık kızımı evlenmek için kandırdı. Daha üçüncü gün kızımı dövdü, daima konuttan kovuyordu, içki içince bardağını, şişesini başına vuruyordu. Kızım sanığı daima alttan alıyordu. Mayıs ayında ortaları bozuldu. O periyoda kadar kızımla sanığın kendi meskenleri vardı. Daha sonra kızım bende kalmaya başladı. İzzet Demir bana daha evvel ‘Kızını öldüreceğim’ demişti. ‘Niye kızın konuttan kaçtı, sende kalıyor? Öldüreceğim’ diyordu. Olay günü de kızım ağabeyinin konutundaydı. Kızım Demir’in dediğinin tersine resmi nikah istiyordu. Lakin Demir, resmi nikah istemiyordu. Kızımın daha evvel Demir’in başına vurduğu içki şişesi nedeniyle yaralandığını biliyorum. Demir’in en ağır cezayı almasını istiyorum” tabirlerini kullandı.
Duruşmada dinlenen Sidar Şimşek’in yengesi şahit G.D. ise “Sidar, Demir’in çocuğunu görebilmesi için yanına gideceğini söyledi. Gitmemesi gerektiğini söyledik lakin konuttan çıktı. Kısa bir müddet sonra halamla balkonda otururken evvel fren sesi geldi akabinde Sidar’ın ‘Kurtarın beni’ diye bağırdığını duydum. Aşağıya koştum, kanamasını durdurmaya çalışırken yardım istedim. Polis takımları geldi. O sırada çocuk İzzet’in kucağındaydı. Polislere çocuğu almaları gerektiğini, İzzet’in katil olduğunu söyledim. İzzet, ‘Ben yaptım, namusumu temizledim’ dedi. Sonra ambulans geldi, Sidar, olay yerinde vefat etti” dedi.
Duruşma savcısı, İzzet Demir’in olay sonrası 112’yi arayıp aramadığının tespiti için eksper incelemesi talep etti. Mahkeme başkanı Demir’in telefonuna ait HTS kayıtlarının gönderilmesi için Bilgi Teknolojileri ve Bağlantı Kurumu’na (BTK) müzekkere yazılmasına karar verdi.
Mahkeme sonunda adliye önünde açıklama yapan Sidar’ın ailesinin avukatı Merve Aybar Güler, “Sanık savunmasını yaparken son derece serinkanlıydı. Her ne kadar pişman olduğundan ve bir anlık cinnet getirdiğinden bahsetmişse de hal ve davranışları beyanının tam zıddını yansıtmaktaydı. Karar duruşmasına ramak kala müşteki olarak evrakın salahiyetine son derece tesir edecek şahidimiz tıpkı vakitte katil zanlısı kocanın cezasının da belirleyicisi olacak” dedi.
Kadınları ve Çocukları Müdafaa ve Yaşatma Derneği (KAÇOK) Başkanı Aslı Sarı da “İlk günden beri tüm hassasiyetle ailenin yanında ve avukatlarımızla birlikte davanın takipçisiyiz. Yeniden bir ‘Çok seviyordum cinayeti’. Sevgi öldürmez yaşatır. Ailenin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu
