Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi son 16 çeşidi rövanşında Rangers’a seri penaltı atışları sonucu yenilerek turnuvaya veda etti.
Ibrox Stadı’nda oynanan uğraşa denetimli başlayan Fenerbahçe, savunma ardına atılan uzun toplarla konum aradı. Rakibine birinci yarı boyunca gol fırsatı tanımayan sarı-lacivertliler, 45. dakikada Sebastian Szymanski’nin şık golüyle öne geçti.
İkinci yarıya rakip yarı alanda baskıyla başlayan Fenerbahçe, Talisca ile üst üste yakaladığı konumları değerlendiremedi. Baskısını sürdüren sarı-lacivertli grup, 73. dakikada tekrar Szymanski’nin golüyle farkı 2’ye çıkardı. Kalan kısımda birçok duruma giren lakin golü bulamayan Fenerbahçe, olağan süreyi 2-0 üstün tamamladı ve karşılaşma uzatmalara gitti.
Uzatma kısmında de üst üste durumlara giren ve rakibine gol bahtı tanımayan Fenerbahçe, aradığı golü bulamadı ve penaltı atışlarına geçildi. Penaltı atışlarında rakibine 3-2 kaybeden sarı-lacivertliler, Avrupa’ya veda etti.
Spor müelliflerinin Rangers – Fenerbahçe maçıyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:
Uğur Meleke: “Rangers’ı yendi fakat Ibrox’u yenemedi!”
Eşleşmenin İstanbul ayağında Mourinho, teknik adamlık mesleğinin tahminen de en formsuz günlerinden birini geçirmiş, bilhassa üç mevzuda kâbus yaşanmıştı. Mourinho birinci karşılaşmadaki hastalığı çok âlâ teşhis etmiş, Ibrox’a da gerekli reçeteyle gelmiş:
İstanbul’da Fenerbahçe orta alanı inanılmaz geçirgendi. Hatta Mourinho oyuncu değişiklikleriyle daha da geçirgenleştirmişti grubunu. Dün sanırım bu kâbusu tekrar yaşamama ismine 3-4-2-1 başladı maça Portekizli Hoca. Amrabat-Fred’in önünde bir ikili daha, Talisca-Szymanski oynadılar. Szymanski birinci golü tam da vazife yerinden, sol içten buldu esasen. Szymanski ikinci golü de attıktan sonra Mourinho onu sağ kanat beke kaydırdı.
İstanbul’da Rangers’ın soldan Jefte-Diomande ile yaptıkları tertiplere karşılık verilememişti. Dün kanat bekte Samuel, sağ stoperde Mert’le o koridor kapatıldı. Solunu bu kere düzgün kullanan taraf Kostic’in idaresinde Fenerbahçe idi.
İstanbul’da kazanılan birinci 7 korneri (sağdan ve soldan ısrarla) Szymanski’nin ön direğe kullanması felaketti. Dün Talisca’ya verilmişti köşe vuruşu vazifesi. Talisca’nın temposunu Arabistan Ligi biraz düşürmüş. Lakin duran toplarda tehdit olmayı sürdürüyor. Dün Rangers’ın iki stoperi Souttar ve Balogun’a da sarı kart aldırdı.
PENALTILARA KALMAMALIYDI
Fenerbahçe’de dün Skriniar savunmada, Fred orta alanda yüklerini koydular. İkinci 45’te ve uzatmalarda Szymanski, Tadic ve Nesyri ile yakalanan net fırsatlar vardı. Fenerbahçe olağan müddette de, 120 dakikanın sonunda da çeşidi hak eden taraftı. Oyunun hakkı penaltılar değildi temelinde. Penaltılarda Ibrox’ta oluşan ekstra atmosfer etki etti tıbbın yazgısına. Bir bakıma Fenerbahçe dün aslında Rangers’ı yendi fakat Ibrox’u yenemedi. (Hürriyet)
Banu Yelkovan: “Mucizenin eşiğinden döndü!”
Maç başlamadan sakin, sabırlı ve kararlı oynamak gerektiğini biliyorduk. İbrox Stadı’na çıkarken yapılması gereken tek şey, birinci maçı unutmaktı. Ligde geçen haftayı bay geçerek dinlenen Fenerbahçe motamot o denli yaptı. Alanda alıştığımız Fenerbahçe ve çok âlâ bir futbol vardı. Sabırla beklenen an, tam devre ortasına giderken geldi. Kostic’in soldan ortasında, Szymanski şık bir vuruşla ekibini 1-0 öne geçirdiğinde, artık bu maçı uzatmaya taşımak için ikinci yarıda gelecek tek bir gol yetiyordu ve doğrusu bu, çok mümkün görünüyordu.
Fenerbahçe, , maçın bilhassa son anlarında üst üste yakaladığı fırsatları gole tahvil edebilseydi, mucize gözüyle bakılan çeyrek final, uzatmalara bile kalmadan gelecekti. İki durumda penaltı beklentimiz vardı fakat Norveçli hakem birebir fikirde değildi. Telafisi olmayan gecede, tipi geçen taraf, penaltı atışlarında daha serinkanlı kalan konut sahibi oldu. (Hürriyet)
Halil Özer: “Makus talih”
Fenerbahçe dün yürekli yürek üzere oynadı…
Efsane bir futbol sergiledi…
Rakiplerine 120 dakika boyunca neredeyse durum vermedi. Bu futbolda Mou’nun ne kadar değerli bir hoca olduğu bir defa daha ortaya çıktı. Fakat tekrar penaltılarla elendi.
Penaltılar için iki çift lafım var. Ey Tadiç geçen sene kaçırdın. Senin üzere deneyimli futbolcu bu birinci penaltıyı atacak kardeşim. Zira penaltılarda başlangıç çok kıymetli Mou seni bu yüzden birinci adam yaptı. Olmadı Tadiç olmadı.
Savunma sıfır yanılgı yaptı. Orta alan terinin ve kanının son damlasına kadar gayret etti.
Uzatmalara kalmadan bu işi bitirebilirdik. O kadar çok gol kaçtı ki yani yanmamak elde değil.
Aslında yanmamız gereken birinci maç. O maçta da bilhassa Dzeko ve En Nesyri ayaklarına gelen net durumları atamayınca iş buraya geldi. Penaltı atışlarında ise Fenerbahçe geçen sene olduğu üzere makus talihini yenemedi. (Milliyet)
Bülent Timurlenk: “Mourinho’nun Kadıköy’deki hataları!”
Mourinho kusurlarından ders çıkartabilecek kadar deneyimli ve akılı bir teknik adam. Geçen hafta ikinci yarıda yaptığı değişikliklerle o her vakit bahsettiği dengeyi bozmuş, Fenerbahçe boşalmış orta alanı ile Rangers’tan üç gol yemişti. Dün Dzeko ve Tadic’i yedek oturtup orta sahayı Fred ve Amrabat’la yapmak işte o dengeyi getirdi. Birinci 30 dakika tahminen Fenerbahçe’nin atak istatistiklerinde parlak bir imaj çizmese de Ibrox tribünleri bütün maçı tırnaklarını yiyerek izlediler. Szymanski’nin nefis golü, ikinci golde Mert’in ısrarla atak bindirmesi ve sahanın en güzeli Fred önderliğinde tipi geçmeyi hak eden bir futbol… İskoçlar İstanbul’da maden bulmuşlardı. Dün Cerny’nin yetenekleriyle oyuna tutunmaya çalıştılar. İkinci topları Fred ve Amrabat toplayınca geçiş atağı bulmakta da zorlandılar. Mourinho’nun grubu 90 dakika içinde fişi çekebilirdi. 19 hamlenin golle sonuçlanan isabetli 2 şut dışında çerçeveye topu vuramamak birinci maçta olduğu üzere dün de sıkıntıydı. Uzatmalarda İrfan Can’ın nefis kurtarışının altını çizmek lazım… Tadic çok kaçırdığı bilindiği halde (geçen sene Olymepiakos eşleşmesinde kaçırmıştı) birinci penaltıcı olmasa tıp gelir miydi? Karşılığı yok bu sorunun. Futbol garip oyun… Sonuçta canını dişine takarak oynayan Fred de kaçırdı. Mou penaltıcıları ve sıralamasını daha düzgün belirleyebilirdi. Lakin ondan daha değerlisi elbette ki Kadıköy’deki hataları… (Sabah)
Gürcan Bilgiç: “Takım inanmıştı fakat olmadı”
İstanbul’daki skorun tartısını hissediyorlardı. Rangers da bu avantajından vazgeçecek üzere değildi. “Kora kor” dediğimiz temaslı, yakın ve tempolu biçimde karşıladılar Fenerbahçe’yi. Oyunu kurdurmadılar, alana kaosu davet ettiler ve usta oyuncuları Cerny ile de kendilerince gösterilerini yaptılar.
Bilinmezlik sorununda, Talisca, Fred ve Kostic’e emanetti tertip. 36’da En Nesryi golü kaçırdığında maçın ismi değişti aslında. İskoçlar “Ne oluyor?” dediler, bizimkiler “atabiliriz” hissine tekrar kavuştular. Ondan sonrasında top Rangers alanına taşındı, Fenerbahçeli oyuncular ortasındaki trafiğini başlattı. 44’te Symanski usta işi attı golü. O ana kadar da maçın “etkisiz” elemanıydı. Futbolun kendi yasasında, kıssayı yine yazma müsaadesini alıyordu genç Polonyalı… İkinci yarıda yalnızca maçı uzatmaya götüren skoru almadılar, fizik olarak geriye giden Rangers karşısında farkı da bulabilirlerdi. 75’te Dzeko ve Tadic’in girmesiyle birlikte “akıl – fikir” de geldi Fenerbahçe ataklarına. Dzeko topu tutuyor, Tadic pas istasyonu oluyordu. Gecenin hoşluğuna öbür heyecan geldi, “Tarih nasıl yazılır” tekrar Türkiye’ye hatırlatmak istediler.
Uzatmalar, Mourinho’nın tertibinde, atılımlarında, grubu canlı tutmasında, Mert Müldür’ün sakatlığı sonrasında evvel Symanski’yi, sonra Tadic’i sağ beke almasıyla geçti. Konumlar da buldular. İrfan Can Eğribayat’ın kurtarışı, Skriniar’ın gövde gösterisi. İnanmış bir ekip halinde zafere çok yaklaştılar.. Fakat tıp penaltılarla kaçtı, yazık oldu emeklere… (Sabah)
Serkan Akcan: “Ah Kadıköy!”
Dünya futbolunda eliminasyon sistemi denince akla birinci gelen iki isimden biri Mourinho, oburu de Ancelotti. Portekizli hoca Kadıköy’de ne kadar makûs bir iş çıkardıysa Glasgow’da o kadar kusursuz kurguladı maçı. Ah keşke, o Kadıköy’deki maçın ikinci yarısında aldığı riskleri rövanşa bıraksaydı demeden geçemiyoruz. Mourinho’nun Fenerbahçe’ye imza attığı gün basın toplantısında sarfettiği övgü dolu kelamlar dönem içerisinde Szymanski üzerinde devir periyot baskı yaratmış olsa da Glasgow deplasmanında sunduğu resital Portekizli hocayı haklı çıkarmaya yetti sanırım. Szymanski eksiksiz bir maç çıkardı. Polonyalı futbolcu hamleye sol forvetten katılsa da Fred ile Amrabat’ın orta alandaki inançlı oyunlarının yarattığı konforlu alanda epey dinamikti. Tam devre biterken o denli hoş bir gol attı ki, maçın tüm momentumu Fenerbahçe’nin eline geçti bu golle. Devre ortasına 1-0 önde gitmek, böylesine güç bir maçta ruhsal olarak ipleri ele geçirmek manasına geliyordu. Keza ikinci yarının başlama düdüğüyle birlikte Mert Müldür’ün sağ stoperden çıkarak kurduğu ataklar Rangers’ın dağıldığı setlerle sonuçlandı.
Uzatmaya bırakmayabilirdi
Mert Müldür için de mükemmel bir geceydi. Girdiği ikili gayretleri kazanarak topu hamleye sıkıntısız taşıdı, durumlar hazırladı. Szymanski’nin attığı ikinci golde ceza alanına girip yaptığı asist en az golün kendisi kadar hoş ve manalıydı. Golün akabinde Tadiç ve Dzeko’nun girişiyle Szymanski’nin sağ kenara geçtiği nizamda Fenerbahçe’nin kurduğu baskı harikuladeydi hakikaten. Mourinho’nun uzatmalar öncesi yaptığı bu ataklar tipi uzatmaya bırakmadan getirebilecek kadar verimliydi. (Fanatik)
Faki Çetiner: “Çeyrek finali ucuz kaybettik”
Son kısımda kale önü cömertliği maçı uzatmalara taşıdı. Fenerbahçe’nin cömertliği devam edince iş penaltılara kaldı. Mourinho penaltıları fazla düşünmediğinden Talisca ve Szymanski’yi dışarı almıştı. Usta denilen Tadiç, Fred ve Mert Hakan penaltı kaçırınca, hakettiğiz çeyrek finali çok ucuz kaybettik. Gel de yanma… (Fanatik)
