Hakkâri Yüksekova’da terör örgütü PKK’ya yönelik askeri operasyonların durdurulması için sivillere kapalı yüksek güvenlikli bölgeye girmeye çalıştığı gerekçesiyle 3 yıl 9 ay mahpusla cezalandırılan Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’la ilgili mahkeme gerekçeli kararını tamamladı. Kararda, sanığın da içinde bulunduğu bir kümenin askeri operasyonların sürdüğü yasak bölgeye girmeye çalıştıkları sırada İsimsiz Zirve bölgesinde güvenlik güçlerince durdurularak yaya olarak geri dönüşlerinin sağlandığı belirtildi. Olay yerinde keşif yapılarak alınan uzman raporuna nazaran, Abdullah Zeydan’ın durdurulduğu Kamışlı karakolu ile yasaklı bölgenin başlangıç noktası ortasındaki aralığın 13.6 kilometre olduğu, bu bölgeye geçişlerin de Kamışlı karakolunda yapılan denetimlerle müsaade verildiği söz edildi.
“ALANA GİRMEYE ÇALIŞARAK TEHLİKEYE YOL AÇTI”
Bölgenin tapoğrafik yapısı ve sanığın Kamışlı karakolu önünde geçişine müsaade verilmemesi dikkate alındığında, yasaklı bölgeye ulaşımın olmadığına dikkat çekildi. Karakol önünde durdurulması göz önüne alındığında sanığın yasaklı bölgeye geçiş yapamadığı söz edildi.
Bölgenin yasaklı bölge olması, sivillere kapalı olması, bu alana girilmeye çalışılması halinde ordunun sivil bireylere karşı kayıp gerçekleşebileceği istikametindeki hassasiyeti birlikte ele alındığında, başlı başına operasyonda risk oluşturacağına vurgu yapıldı. Teröristlere karşı gerçekleştirildiğinden kuşku bulunmayan operasyonda, kalabalık ile alana girmeye çalışmakla sanığın aksiyonunun tehlikeye sebebiyet verdiği bildirildi.
“SİVİL VARSA GÜVENLİK GÜÇLERİNE HABER VEREBİLİRDİ”
Gerekçeli kararda, sanık tarafından sav edildiği halde yasaklı alanda sivillerin mahsur kaldığı kabul edilse dahi, bu durumun kolluk güçlerine bildirilerek yardım istenmesi yerine, kalabalık kümeyle özel güvenlik bölgesi ilan edilen alana girmeye çalışmasının hayatın olağan akışına alışılmamış olduğu belirtildi. Abdullah Zeydan’ın, PKK’lı teröristlere yönelik operasyonların sürdüğü Varagöz mevkiine girmeye çalışarak operasyonları zayıflatmak istediğinden kuşku bulunmadığına dikkat çekildi. Sanığın yasaklı alana müsaade verilmeyip giremediği için aksiyonunun teşebbüs kademesinde kaldığı belirtilen gerekçeli kararda, bugüne kadar 40 binden fazla vatandaşın vefatına sebep olan bir örgüte yardım etme istemesi ve yardım edilmek istenen örgütün tehlikeliliği, devletin ve milletin ayrılamaz bütünlüğünü bugüne kadar vermiş olduğu zararın boyutu gözetilerek sanığa alt huduttan uzaklaşılarak 6 yıl mahpus cezası verildiği bildirildi. Lakin aksiyonunun teşebbüs evresinde kalması nedeniyle cezasının 3 yıl 9 aya indirildiğine vurgu yapıldı.
GEREKÇELİ KARARDA DİKKAT ÇEKEN AYRINTI
Gerekçeli kararın sonuç kısmında ise dikkat çeken bir detay yer aldı. Sanık hakkında her ne kadar örgüt üyeliğinden dava açılmış olsa da, aksiyonlarında sıklık gözlemlenmemesi ve hiyerarşik yapıya dahil olduğuna dair cezalandırılması için kâfi her türlü kuşkudan uzak somut kanıt elde edilememesi nedeniyle sanığın aksiyonunun terör örgütüne yardım etmek sureti ile üye olmak kabahati olduğu için direkt üyelikten değil; yardıma teşebbüsten cezalandırıldığı söz edildi.
