İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin Manisa’daki Genişletilmiş Vilayet Divan Toplantısı’nda değerli açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, gündeme dair değerlendirmelerinin yanı sıra, DEM Parti heyetinin İmralı ve Kuzey Irak’taki Barzani ziyaretlerine de sert reaksiyon gösterdi.
Dervişoğlu, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Meclis’te kümesi olan bir siyasi parti bizi ziyaret etmek istese kapılarımızı kapatamayız. Ancak tek işi Abdullah Öcalan’a kuryelik yapmak olan insanlara da kapılarımızı açmayız.” Bu açıklamalarıyla DEM Parti’ye net bir biçimde bildiri veren Dervişoğlu, açılım sürecine dair de sert bir duruş sergileyerek, partilerinin bu cins bağlardan uzak duracağını belirtti.
“İmralı’nın, Barzani’nin merhametine muhtaç olmuş bir Türkiye pozisyonuna getirdiler bizi”
‘Yeni açılım süreci’ ile İmralı görüşmelerine tepki gösteren Dervişoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye, bir ihanet sürecinden öteki ihanet sürecine savrulmaktadır. Caniyi meclise davetten alın da İmralı’ya, Kandil’e, Irak’ın kuzeyine heyet göndermeye kadar ne ararsanız var. Biri çıkıyor ‘DEM heyeti İmralı’ya gitsin. Abdullah Özalan canisinin görüşlerini alsın’ diyor. Bu adamlar İmralı’ya gittiler. Kandil’in, İmralı’nın, Barzani’nin merhametine muhtaç olmuş bir Türkiye pozisyonuna getirdiler bizi. Siyasetin buna reaksiyon göstermesini istedim. Hepsi kapıda karşıladı. Meclis’te kümesi olan bir siyasi parti bizi ziyaret etmek istese kapılarımızı kapatamayız. Lakin tek işi Abdullah Öcalan’a kuryelik yapmak olan insanlara da kapılarımızı açmayız. Hepsi bir tarafta toplandılar, sırayla karşıladılar, bu kuryelerden İmralı’dan gelen bildirisi da dinlediler. Hepsi bir biz tekiz. Bu mevzuda verilecek odunumuz yok.
“Türkiye’yi bu güvensizlik girdabından kurtarmak mecburiyetindeyiz”
Art arda açılan soruşturmalar ve davalar üzerinden yargı mensuplarına da ‘Saray kadısı’ benzetmesi yapan Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye, bir güvensizlik girdabındadır. Siyasete ve yargıya itimat kalmamıştır. Türkiye’de en çok adalet ve siyaset kurumu aşınmış. Bunların hepsi talimatla yapılan işlerden kaynaklı durumlardan ortaya çıkmış. Ben hiç dilemem talimatla hakaret eden bir yargı. Her şeye karşın kendisini ‘Saray kadısı’ gibi hisseden yargıçlar ve savcılar olmasına karşın ben gerçek yargıçların gerçek savcıların bir gün otaya çıkacağını ve sorumluluklarını yerine getireceğini biliyorum. Türkiye’yi bu güvensizlik girdabından kurtarmak mecburiyetindeyiz. O yüzden gittiğim her yerde konuşan Terkiye kadar merkez siyasetten de bahsediyorum. Herkes bir yol haritası çizmiş, tek adamlık dediğimiz bu sisteme ahenk sağlamış üzere görünüyor. Bugün Parlamenter Demokratik Sistem’den bahseden İYİ Parti’den başka parti neredeyse kalmamıştır. Türkiye’yi bu güvensizlik girdabından kurtarmak da bizim vazifemizdir.”
