DEM Parti Merkez Yürütme Şurası, HDK operasyonu sonrası tutuklamalara ait olarak, “AKP iktidarı hukuksuzlukta, darbecilikte, siyasal ve toplumsal güçlerin tamamına yönelik düşmanca akınlarda her gün kendi rekorunu tekrar kırıyor.” değerlendirmesini yaptı.
DEM Parti’den yapılan açıklamada, HDK’ye yönelik gerçekleştirilen ve ortalarında MYK üyelerimiz Semiha Şahin, Mehmet Saltoğlu, evvelki periyot MYK üyelerimiz, HDK evvelki periyot Eş Sözcüsü Esengül Demir’in de bulunduğu 50 kişinin gözaltına alındığı ve 30 kişinin tutuklandığı operasyon tam bir hukuk felaketidir. Bu operasyon sonucunda 13 kişi hakkında konut mahpusu kararı verilmiş, 7 kişi de isimli denetim kararı ile özgür bırakılmıştır. Bu operasyonla yargı, iktidar ismine siyasal faaliyet yürüttüğünü ve hukukun hiçbir prensibini takmadığını bir sefer daha ilan etmiştir. Gözaltı münasebetleri, hem isimli denetim ve mesken mahpusu hem de tutuklama münasebetleri hukuk metinleri değil, iktidarın muhalifleri tasfiyesine yönelik siyasal kumpas metinleridir.” sözü kullanıldı.
“ALINAN KARARLAR SİYASİDİR”
Açıklamada şunlar kaydedildi:
-Alınan kararlar siyasaldır, kullanılan lisan siyasaldır, verilen manzara ve oluşturulmak istenen algı politiktir. Savcılık yazıları ve oluşturulan kararlar fütursuzca hazırlanmıştır. İleri sürülen mesnetsiz tezlerin temel desteği “siz neden iktidara karşı örgütleniyorsunuz, neden siyaset yapıyorsunuz” suçlamasıdır. Yargı, iktidara karşı muhalefeti ve siyaset yapmayı hata ilan etmiştir.
“BU YARGILAMA BÜYÜK KUMPAS”
-Bu yargılama büyük bir kumpastır. Suçlama konusu yapılan ortam dinlemelerinin, tape kayıtlarının birden fazla 2011, 2012, 2013 yıllarında, yani tahlil sürecini boşa çıkarmaya çalışan ve iktidarın FETÖcü olarak nitelendirdiği yapının yargısı ve kolluğu tarafından oluşturulmuştur. Bunlar hukuk dışı elde edilmiştir. AKP iktidarı, o periyottaki ortağının yarım bıraktığı kumpası bugün kendi yargısıyla tamamlamak istemektedir.
-Bu kumpas, toplumsal birlikteliği, siyasal paydaşlığı kapsayan “Kent Uzlaşısı”na karşı kurulan bozguncu bir anlayışa dayanmaktadır. Üstelik HDK’nin seçimlerde “Kent Uzlaşısı” kararı verdiği de açık bir palavradır. Bir defa daha söyleyelim ki, “Kent Uzlaşısı”nı suçlama konusu yapmak, “iktidara karşı bir ortaya gelmeyin, ortak çaba yürütmeyin, ortak hareket etmeyin” demektir. Kürt-Türk birlikteliğini dinamitleme anlayışıdır. Bölücü ve ayrıştırıcı bir zihniyetin eseridir.
-“Kent Uzlaşısı” kararını partimiz vermiştir ve onurla da bu kararın ardında durmuştur. Bu karar pek çok yerde mahallî idarelerin el değiştirmesini sağlamıştır. İşte bu operasyon bu nedenle bir intikam operasyonudur. Bu zihniyetle oluşturulan tezler HDK’yi değil eşit, özgür ve bir ortada yaşama amacına karşı açık ve aleni bir taarruzdur.
“KUMPAS DAVALARINA SON VERİN”
-Ama hatırlatmak isteriz ki, her baskıcı ve mutlakçı rejim sonunu kendi elleriyle ve bu tekniklerle hazırlar. İktidar topluma büyük acılar yaşatarak ülkeyi uçuruma sürüklemektedir. Biz ülkenin uçuruma sürüklenmesine müsaade vermeyeceğiz. Partimiz bu gidişata dur diyecektir.
B-ir defa daha söylüyoruz: Kumpas davalarına son verin. Cezaevlerinde rehin tuttuğunuz ve hukuksuzca tutukladığınız arkadaşlarımızı hür bırakın…
