Mecliste görüşülen, “Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu İle İlgili Birtakım Düzenlemeler Hakkında Kanun İle Birtakım Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin geneli üzerine CHP kümesi ismine konuşan Dr. Şevkin, “Vatandaşın, yatırımcının, endüstricinin, KOBİ’lerin problemlerine eğilmeyen; TÜBİTAK’a tam manasıyla siyasallaşmayı getiren; KOSGEB’in içini boşaltan; yetkiyi fütursuzca kullanan bir anlayışın hâkim olduğu bu kanun teklifine karşı çıkıyoruz” dedi.
Dr. Şevkin, “Asıl tartışılması ve görüşülmesi gerekenin Türkiye endüstrisinin iktisat modeli çerçevesinde bile isteye daralmaya terk edilmesidir; tartışılması gereken, 2025 yılına endüstrimizin büyük problemlerle girdiği gerçeği karşısında Meclisimizin nasıl tahliller üreteceğidir” diye konuştu.
Torba kanun uygulamalarının, tekliflerin meclis dışında hazırlandığını ve meclis iç tüzüğünün hiçe sayıldığını kaydeden Dr. Şevkin, görüşülen kanun teklifinin Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği kararların artık yasa yoluyla düzenlenmesini içerdiğini kaydetti.
“BİLİMSEL BİLGİLERLE SUNULAN PROJELER DESTEKLENMİYOR”
Tüm kurumlarda olduğu üzere TÜBİTAK’ın ve KOSGEB’in de içinin boşaltıldığını kaydeden CHP’li Dr. Müzeyyen Şevkin, şunları söyledi:
“Dünya ölçeğinde tek bir teknoloji projemiz yokken, olanlar da kabul görmemişken en kıymetli kurumlarımızdan biri olan TÜBİTAK bünyesinde okunmuş fasulyeye, ne yazık ki papaz eriğinin isminin değiştirilmesine, tüm dünyada Darwin yılı kutlanırken TÜBİTAK’ın mecmuasında Darwin’in çıkarılmasına varan bir sürü absürt uygulamalar oluşmuştur. Bilimsel datalarla sunulan projeler desteklenmezken maalesef bu hurafeler ve absürt projeler desteklenmiştir. TÜBİTAK bu türlü bir kurum olmamalıdır. TÜBİTAK, liyakatin olmadığı, sadakatin olduğu bir kuruma dönüştürülmüştür. Bu türlü olmamalıdır. TÜBİTAK bizim gözbebeğimiz bir kuruluştur.
“MECLİS KISIR DÖNGÜDE, VATANDAŞ ÇARESİZLİĞE İTİLMİŞ DURUMDA”
Meclis, bu kanun teklifi örneğinde olduğu üzere kısır bir döngü içerisine sokulurken, bakın, çalışanın, işçinin KOBİ’lerde endüstricinin, iş insanlarının, iş bayanlarının, kooperatiflerin, ticaret erbaplarının maalesef derin bir çaresizliğe itildiği görülmektedir. Devleti yöneten organlar halkın gerçek problemlerinden uzak, vatandaşın kederiyle dertlenmeyen bir yapıda ısrar ederek günü kurtarmaya dönük ferdî menfaatlere dayalı ya da siyasi gelecek hesaplarıyla hareket etmektedir. 2024 yılında dış borçlara 226 milyar dolar ödenirken maalesef emekçi, çiftçi, işçi ve esnaf bu faiz sarmalından en çok etkilenen kesim olmuştur.
Türkiye kamu ve özel dala ilişkin toplam dış borç stoku Eylül 2024 prestijiyle 525,8 milyar dolardır. Münasebetiyle, AKP iktidarları periyodunda dışarıya toplam 256,2 milyar dolar faiz ödendi. Vatandaşın bankalar ve finans kuruluşlarına olan ferdi kredi ve kredi kartı borçları toplamı 4 trilyon 99 milyar lira olarak belirlendi. Varlık idare şirketleri ve TOKİ’ye olan taksitli konut kredisi borçlarıyla birlikte toplam borç 4 trilyon 231 milyar lira oldu.
“VATANDAŞLAR YENİ BORÇ SARMALINA GİRİYOR”
Faiz oranlarında yaşanan yüksek seyir ve yüksek enflasyon, geliri gereğince artmayan vatandaşın borçlarını geri ödemelerini zorlaştırıyor, vatandaşlar giderek yeni borç sarmalı içerisine giriyorlar. Cumhurbaşkanının “Nas bu türlü emrediyor” diyerek Merkez Bankasına faiz indirtmeye başladığı 2021 yılından sonra vatandaşların bankaya ödediği faiz tam 7 kat arttı.
2025 yılının Ocak ayında mahkemeler 231 evrak için konkordato süreksiz mühlet kararı verdiler. Konkordato süreksiz mühlet kararı verilen evrak sayısı geçtiğimiz yıl için 1.724 oldu. Bunlar düşünmemiz gereken şeyler değil mi? Sanayi Komitesinin bunun üzerine fikirler üretmesi ve kanunlar çıkarması gerekmiyor mu?
“MİLLET AÇ GEZİYOR, ŞİRKETLER KAPANIYOR”
TOBB datalarına nazaran, 2024 yılında toplam 32.166 şirket tasfiye edilirken, 31.416 şirket de kapanmış görünüyor. Millet aç gezerken, bayanlar pazarlarda artık toplarken, çocuklar okula aç giderken, mimarlar, mühendisler, kent plancıları, kamu mühendisleri, taşeronlar, personeller, emekliler, taban ücretliler açlık sonunun altında maaşlara talim ettirilirken, milyonlarca üniversite mezunu genç işsiz gezerken, maalesef atamalar yapılmazken, bayanlar iktisadın hiçbir alanında yer bulamazken hangi büyümeden bahsediyorsunuz? Görünen köy kılavuz istemez, bize neyi anlatıyorsunuz? Bütün bu mevzular Meclisimizi çok yakından ilgilendiriyor.
“AK PARTİ NELERİ BAŞARDI?”
AK PARTİ, âlâ şeyler yapmadı mı? Başardığı şeyler var: Refahı artıracağına insanları fakirleştirmeyi başardı; Cumhuriyet tarihinin en yüksek faizini kur muhafazalı mevduata aktarmayı başardı; ekonomist liderin ve bakanların bütün beceriksizliklerinin faturasını, memura, emekliye, çiftçiye, çalışana, esnafa çıkarmayı başardı; eğitimde, sıhhatte, güvenlikte, turizmde, afetler konusunda, ülkeyi dünya liginin gerisinde bırakmayı başardı; Türkiye’nin dünyada birinci 100 içinde bulunan üniversitelerini birinci 500’e dahi giremez hâle getirmeyi başardı; çocukları okula aç göndermeyi başardı lakin en kıymetlisi gençlerin umudunu ve yaşama sevincini kaybettirmeyi başardı (!) Hiç kimse ümitsizliğe kapılmasın, var bir devası, bunun da ismi Cumhuriyet Halk Partisi!”
