Diyarbakır’da Ahmet Deniz, Hikmet Bozyel, Goncagül Dayanan ve Kadriye Akın’ı gayrı menkul satışıyla ilgili dolandırdıkları gerekçesiyle AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun dünürü Mahsun Akbulut ile oğlu Keyifli Akbulut ve müteahhitler Mehmet ile Haydi Çelik hakkında nitelikli dolandırıcılık cürmünden Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldı.
Mağdurlardan Ahmet Deniz, Çeysa isimli müteahhit firma ile değişik vakitlerde alışverişi olduğunu belirterek, “Daireler teslim edilme basamağındayken benim iki dairem teslim edilmedi. Sattıklarını söylediler. Bana ticarethane vereceğini söyledi. Ben istemedim. Zira inancım kalmamıştı. Bana Hikmet Bozyel isimli başka müştekiden kelam edince bende anlaşabileceğimizi söyledim. Beni öbür mağdur ile pay ortağı yaptılar. Anlaşınca benden fark istediler. Sonra bana ve öbür mağdura 3 dükkân sizin dediler. Biz bu dükkânları da diğerlerine satmış olabileceklerinden şüphelendik ve o denli de oldu. Mahkeme dışında çözebilecek olsaydık olay buralara kadar gelmezdik. Kendilerine inancımız kalmadığı için şikâyetçi olduk. Senet ve tapudan sonra bana bir TL bile vermedi. Dairelerimi sattı lakin bedelini ödemedi. Senetleri imzalarken bile bana bu düzgünlüğünü unutmayacağım dedi. Bizi kandırdı” diyerek şikâyetçi oldu.
“KİRALIK YAZISI ASINCA MAL SAHİPLERİ BİZİ ARADI”
Dolandırılan mağdurlardan Hikmet Bozyel ise, “Ben kendilerinden dükkan almak istedim. 90 metrelik bir dükkan alımı için müracaatta bulunmadım. Ortak olarak tapu almak ismine müracaat ettiğimizde sanığın ofisine gittik. Bize sunulan dükkanı değil, bitişik dükkan olduğunu söyledi. Kabul ettik. Dükkânı inceledik. Hatta dükkânın yanındaki boşluğu da uygun fiyata bize satabileceğini söyledi. Dükkana kiralık ilanı asınca bizi aradılar ve dükkanın diğerlerine ilişkin olduğunu öğrendik. Ahmet Bey payını alınca beni aradı. Ortak tapu olursa sorun olmaz dedi. Bu durumdan mutlu olduk. Lakin vaatlerin yerine getirilmediğini, bize verilen dükkânın da satıldığını öğrenince şikayetçi olduk. Buna karşın bir kaç teklif sunmasını istedik. Hakkımızı istedik. Bize bir yer önerdi. Üretim kademesinde olan bir yerdi. Arsa sahibinin de imzası olursa kabul ederiz dedim ancak kendisi kabul etmedi. Güvensizlik yaşadığımız için şikâyetçi olduk” dedi.
“BANA BU DAİRELERİ UNUT GELMEZ’ DEDİ”
Mağdur Kadriye Akın ise, “iki tane daire aldım. Dairelerimi satıp bu duruma düştüm. Sanık Mehmet beni daima oyalıyordu. Her yanına gittiğimde bana git yarın gel diyordu. Ben bu durumu çözmek için Mahsun Akbulut’un yanına gittim. Bana bu daireyi unut o daireler gelmez dendi. Ben bu paraların hepsini elden verdim parayı elden verirken yazı alıp almadığımı hatırlamıyorum. Paranın bir kısmını satmış olduğum meskenin satışı gerçekleştiği sırada tapuda gönderdim. Sanık Mehmet bana hiçbir şey vermedi” dedi.
“NİYETİM DOLANDIRMAK DEĞİLDİ, İŞİ BİTİREMEDİM”
Sanık Mehmet Çelik, 20 yıldır Diyarbakır’da inşaat kesiminde müteahhitlik yaptığını belirterek, “Diyarbakır’da pek çok konut yaptım. Hikmet beyefendiye bir daire ve iki ofis verdim. Akabinde bir dükkân daha istedi. Tapuları kendisine verdim. Niyetim makûs olsa baştan tapuları vermezdim. Kendisi mağdur olmasın diye istediği yerden öbür dükkan vereceğimi söyledim. Kendileri istemediler. Ahmet bey de temelden aldı. Kendisi dükkan istedi. Lakin arsa sahibi bana vermeyince ben de kendilerine veremedim. Ellerinde hem mukavele hem senet vardı. Kadriye Akın’dan para aldım. Ona ofis teslim edecektim, Goncagül Dayanan da bana para verdi ve bende ona tapusunu vermiştim. Fakat aldığım işi bitiremediğim için bartırları alamadım. Bu yüzden Kadrine Akın’a daire teslim edemediğim için kendisine parasını geri verdim. Niyetim dolandırmak değildi. Diyarbakır’da 7000 konut yaptım. 15 yıldır benden kazandılar. Birinci kere ziyan ettiler. Ben ziyanları karşılığında istedikleri ofis ya da daireyi verecektim lakin kendileri istemedi. Yüklenici firma Mahsun Akbulut’a ilişkin Simla firmasıdır. Yükleniciler hem arsa hem şirket sahibi idi. Ben alt taşeron olarak onların işini yaptım. İşi bitirmeyince yaptığım iş kadar bana tapu verdiler. Kalanı kendileri yapıp sattı. Ben işi bitirebilseydim bu dert olmazdı” dedi.
ARSA SAHİBİ OLDUĞUNU İNKAR ETTİ
Galip Ensarioğlu’nun dünürü Mahsun Akbulut ise, Mehmet ve Haydi Çelik kardeşleri çalıştığı iş piyasasından tanıdığını belirterek, “Mehmet Çelik’le iş yeri inşaatı yapacaktık. Ben iş yeri inşaatına başlamıştım ve bu inşaatı kendisine devredecektim. İnşaatın bir kısmını tamamladım. Ekonomik krizden ötürü inşaatı devretmek istedim. Mehmet Çelik’le ortamızda dönem için kelamlı olarak anlaştık. 3. şahıslar ile rastgele bir alışverişim olmadı. Yalnızca Mehmet Çelik’le anlaştım. Mehmet Çelik onlarla anlaşmıştı, inşaatı da kendisi bitirdi. Mehmet Çelik’e yaptığı işe karşılık % 47’lik hisse karşılığında pay veriyorduk. Davacı ile, davacıya ne resmi ne de kelamlı olarak kelam vermemişim. Mehmet Çelik’in davacılar ile yaşamış olduğu sıkıntılara ait şahitliğim ve bilgim yoktur, ben arsa sahibi değilim, şirket sahibiyim” diyerek kendini savundu.
“KARDEŞİM CEZAEVİNE GİRİNCE YANIMA GELDİLER”
Sanık Haydi Çelik ise, “Kardeşim Mehmet Çelik cezaevine girince bunlar yanıma geldi, Mehmet’le bir mukavele yapıp daire almışlar. Mukaveledeki daireyi değiştirip diğer daire verdik, buna dair bir kontrat yaptık. Mehmet cezaevinden çıktı, Ahmet Deniz ile Hikmet Bozyel ile bizim diğer hususlarda da ticaretimiz vardı. Mehmet cezaevinden çıktıktan sonra alacak vereceklerini bildiğim kadarıyla kapattı. Yalnızca 90 metrekare bir dükkan kalmıştı. Vakit içinde bu alacaklarını da vereceğimizi söyledik, benim Ahmet Deniz ile olan senetlerden haberim yoktur. Mehmet Çelik dairenin parasını vermişti, bizim asıl ticaretimiz mağdura daire satmak değildir, yani mağdur daire alacak diye bizle anlaşıyordu. Sonradan daire karlı bir duruma geldiğinde vakit zaman daireyi almaktan vazgeçip karşılığında para isteyebiliyordu, biz de bu yüzden para vererek daireyi bir nevi biz geri alıyorduk” dedi.
“MAĞDURLARIN DAİRELERİNİ DİĞERLERİNE SATMIŞLAR”
Şikayete husus taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde ise, mağdurlara satışı yapılan dairelerin Ensarioğlu’nun damadı Keyifli Akbulut ile Abdurrahim Balyen’e satıldığı tespit edildi. Mahkeme heyeti, sanıkların para aldıkları mağdurlara dairelerini devretmedikleri üzere paralarını da geri ödemediğini belirtti. Taşınmaz Satış kontratı incelendiğinde bahse bahis taşınmazların öteki bireylere satıldığının belirlendiğini belirten mahkeme, dairelerin kontrat yapıldığında mevcut olmadığı, temel basamağında satışın yapıldığını, fakat inşaatın tamamlanmasından sonra dairelerin 3. Şahıslara satışının yapıldığını ve mağdurları daima oyaladıklarına dikkat çekti.
FİKİR VE EYLEM BİRLİĞİ İÇİNDE NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK
Mahkeme, sanıkların mağdurlardan para aldıktan sonra vaat edilen daireleri üçüncü şahıslara satarak maddi menfaat temin ederek nitelikli dolandırıcılık kabahatini işlediklerini belirtti. Mahkeme sanıklar Mehmet Çelik, Haydi Çelik ile Mahsun Akbulut’u fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek taşınmaz vaat ederek nitelikli dolandırıcılık cürmünden 4’er yıl mahpusla cezalandırdı. Sanıkların yargılama basamağında mağdurların ziyanlarını giderdikleri için cezaları 2 yıla indirildi. Toplumsal geçmişleri ve yargılama sürecindeki davranışlarını da lehlerine taktiri indirim sebebi sayarak sonuç cezayı 1’er yıl 8’er aya indirip bu cezaları da erteledi. Sanıklar ayrıyeten 62 bin 490 lira da başka ayrı isimli para cezasıyla cezalandırıldı. Mağdurlara ilişkin dairenin satışının yapıldığı Galip Ensarioğlu’nun damadı Memnun Akbulut ise kanıt yetersizliğinden beraat etti.
