TBMM Genel Şurasında, Cumhurbaşkanlığı’nın 2025 yılı bütçesi üzerinde milletvekilleri söz aldı.
Saadet Partisi Küme Lideri Özdağ şunları söyledi:
“*2017 yılında yüzde 11,92 olan tüketici enflasyonu, 2024 Kasım periyodu için yüzde 50’lerde ki bu TÜİK’in makyajlı sayıları; herkes biliyor ki halkımızın yaşadığı gerçek enflasyon yüzde 100’lerin üzerindedir.
*2017 yılı sonunda 3,77 lira olan dolar kuru, şimdilerde 35 TL ki onu da niye baskıladıklarını biraz evvel açıklamıştım. Ülkemizde et, süt, yağ üzere en temel besinler lüks tüketim hâline geldi. İktidar mensupları “Eskiden kuyruklar vardı, karneyle yağ dağıtıyorlardı; tüp gaz kuyrukları vardı. Artık değerli ancak bu tıp eserler raflarda mevcut.” diyorlar.
*Ne mükemmel bir savunma(!) Yahu, evvelce mal bulunamıyordu, artık ise vatandaşın parası yok! Ne değişti? Dar gelirliyi geçtik, Merkez Bankasının kurtarıcı Başkanı bile kiralık dairede oturduğunu ve değerli olduğunu itiraf etmedi mi? Akabinde da bu hanımefendiyi misyondan çok çarçabuk almadınız mı?
*Güya daha da güçleneceği, Hükûmeti daha âlâ denetleyeceği ve saygınlığını daha da artıracağı söylenen Meclisimizin düçar bırakıldığı hâl tam olarak devasa bir çaresizliktir. Bakınız, birçok pahalı hatip söyledi, bu bütçeyle ilgili Komitede ve Genel Heyette muhalefeti boş verin iktidar milletvekillerinin bile talep ettiği en küçük değişiklik olmamıştır.
*Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bu 7’nci bütçesi, bundan evvel Türkiye Büyük Millet Meclisinin uhdesinde olan bütçe hakkı Külliyedeki danışmanlara verilmiş durumdadır. Bu bütçenin sahibi de muhakkak değil, kime hesap soracağımız dahi meçhul zira seçimle işbaşına gelmiş kimseyi karşımızda göremiyoruz, sözlerimiz havada yankılanıyor lakin muhatabına bir türlü ulaşmıyor, resmen boşluğa konuşuyor üzereyiz.
*Aslında bütçenin bir sahibi var lakin o da lütfedip gelmiyor; sanırım, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde hesap veren değil yalnızca hesap soran bir makamda olduğunu ve bu nedenle biz fânilere hesap vermek üzere bir sorumluluğunun olmadığını bize hatırlatıyor; o denli kestirim ediyorum. O bu türlü düşündüğü için de maalesef, bu bütçe de öksüz ve yetim olarak birtakım memurların, bürokratların elinde, yapay teneffüsle ayakta tutulmaya çalışılıyor.
*Elbette ki memurlara, bürokratlara bir kelamımız yok, sonuçta onlar da buyruk kulu lakin biz de burada milletin vekilleri olarak milletimizin hakkına ve hukukuna sahip çıkmakla yükümlüyüz; kimse alınganlık göstermesin ancak sahibi olmayan bütçeye bizim onay vermemiz de mümkün değildir.
*Yani özetle, aslında zar güç ayakta duran demokrasimiz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle felç edilmiştir, muhatapsızlık bir idare biçimi olmuştur. Özetle, bu, bir artırım bütçesidir, vergi bütçesidir, faiz bütçesidir; zengine selam, fakire vefat bütçesidir; ismi sana, tadı bana saray bütçesidir bu bütçe.”
