İzmir’de kendisi üzere tip 1 diyabetli olan çocukları tedavi etmek için çocuk endokrinoloji kliniğinde yan kol asistanı olarak misyon yapan Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Gökçe Basa, kendi hayatından örnekler vererek, çocuk hastalara ve ailelerine diyabetin korkulacak bir hastalık olmadığını anlatıyor.
Bornova ilçesinde yaşayan, 35 yaşındaki iki çocuk annesi Basa’ya 14 yaşındayken tip 1 diyabet teşhisi konuldu.
Yeni teşhis aldığı devirde bir süre Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesinde yatarak tedavi gören Basa, diyabet hastalığı, beslenme ve insülin tedavisi konusunda eğitim aldı.
Basa, o devir kendisini tedavi eden hekimlerden etkilenerek doktor olmaya karar verdi, 2013 yılında girdiği üniversite imtihanında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı.
Uzmanlık eğitimini birebir üniversitenin Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Kısmında tamamlayan Basa, daha çok diyabetli çocuğa tedavi ve izlem sürecinde yardımcı olabilmek için geçen yıl girdiği yan kısım uzmanlık eğitimi imtihanında Sıhhat Bilimleri Üniversitesi Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Hastanesi Endokrinoloji Kısmını tercih etti.
Diyabetli çocukların “doktor Elif ablası”, hastanede tedavi gören diyabetli çocuklara insülin uygulamayı, kan şekeri ölçmeyi ve tip 1 diyabet ile sağlıklı bir ömür sürdürmek için dikkat etmeleri gerekenleri öğretiyor, hayatından örneklerle onların endişelerini yenip geleceğe umutla bakmaların sağlıyor.
“Diyabetleriyle barışmalarına takviye olmaya çalışıyorum”
Diyabet tedavisi devam eden ve insülin alan doktor Elif Gökçe Basa, AA muhabirine, tip 1 diyabet teşhisi aldığı günü hala unutamadığını, ailesinin ve hekimlerinin kendisine çok takviye verdiğini söyledi.
Yaşamının o gün değiştiğini anlatan Basa, “İnsan birinci başta kendisini farklı hissediyor, ‘beni neler bekliyor’ üzere tasalar yaşıyorsun. Sonrasında fark ediyorsun ki yeni bir hayat stiline geçiyorsun. Herkese önerilen sağlıklı beslenme ve dikkat etmeyle birlikte sağlıklı hayat biçimine geçmiş oluyorsun. Onun sonucunda insülin yapmayı, kan şekeri ölçmeyi ve sağlıklı yaşamayı öğrendim. Bunları yaptığım sürece de her şeyi yapabileceğimi fark ettim. Diyabet hastalığının bana bir pürüz olmayacağını düşündüm. Yeni hayatımın motivasyonu bu oldu.” sözlerini kullandı.
Basa, çocukların diyabet teşhisi aldıkları vakit korkulu olduklarını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Diyabet uzun soluklu bir seyahat, bazen çocuklar bu süreçte yorulabiliyor. Toplumda tip 1 diyabet ile ilgili farkındalık yeni yeni oluşuyor. Dışarıdan gelen sorularla kendilerini huzursuz hissedebiliyorlar. Kendileriyle ve diyabetleriyle barışmalarına dayanak olmaya çalışıyorum. Onlara hem medikal olarak yardımcı oluyoruz hem de konuşarak ve empati yaparak bu seyahati birlikte yaşamış oluyoruz. Kendimden bahsediyorum zira kendilerini farklı hissetmemelerini istiyorum. Onlara bizim de olağan bir hayatımızın olması gerektiğini, olabileceğini göstermek istiyorum zira diyabet bir hastalık değil, yeni bir hayat usulü. Ne yapmak istiyorlarsa onu yapmaları için destekliyorum. Onlara diyabet yüzünden hiçbir şeyden vazgeçmemeleri gerektiğini öneriyorum.”
“Belki ben de büyüyünce doktor olurum onun gibi”
Hastanenin endokrinoloji servisinde tedavi gören 8 yaşındaki Duru Naz Obuz ise doktor Elif Gökçe Basa ile hastanede tanıştığını, ondan diyabetle ilgili çok şey öğrendiğini anlattı.
Basa’yı hem doktor hem de bir abla olarak gördüğünü belirten Obuz, “Doktor olması çok hoş. Kendi hayatından da bahsetti. Çocuklara yardımcı oluyor. Tahminen ben de büyüyünce doktor olurum onun gibi ve çocuklara diyabet hastalığından korkmamaları gerektiğini, küçük yaşlarda bu şiddetli yollardan benim de geçtiğimi anlatırım.” diye konuştu.
17 yaşındaki Adnan Buyruk Karabağ ise Elif Gökçe Basa sayesinde kan şekeri ölçümünü ve insülin yapmayı öğrendiğini, onu çok sevdiğini anlattı.
Hastanenin endokrinoloji kliniğinde öğretim üyesi olarak vazife yapan Doç. Dr. İbrahim Mert Erbaş da meslektaşının diyabet hastası olduğu için çocuk hastalarla empati kurduğunu, bunun da onların tedavi sürecine olumlu yansıdığını belirtti.
