AJANSSPOR – HABER
Ligde peş peşe gelen makus sonuçları Maccabi Tel Aviv müsabakasıyla telafi etmenin hesaplarını yapan Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi’nin 5. haftasında Macaristan’da mesken sahibi olduğu müsabakada İsrail takımına 3-1 mağlup oldu.
Spor müelliflerinin müsabakayla ilgili değerlendirmeleri şöyle:
Güntekin Onay: “Yok artık bu kadarı da nitekim fazla”
Son 5 maç 4 yenilgi, 1 beraberlik. Galatasaray derbisine kadar mağlubiyet yüzü görmeyen kadro, kazanmayı unuttu. Yalnızca skorlar makus değil, oyun da her geçen maç daha berbata gidiyor. Maccabi Tel Avvi bu maça ‘0’ puanla çıktı. Dün açık konuşalım; oyunun büyük kısmında üstün olan taraf İsrail temsilcisiydi. Döneme çok güçlü girip de bu kadar gerileyen bir ekip nasıl olabilir?
Açık ve net bir biçimde görülüyor ki bu ekip uygun çalışmıyor. İdmanları takip etmiyorum fakat çok aşikâr ki idman yoğunluğu düşük, sıkı çalışan bir kadro yok. Duran toplarda aylardır tesirli olan bir Beşiktaş yok. Van Bronckhorst umursamaz hallerde ve bu gruba artık verebileceği bir şey kalmamış. Joao Mario’nun yürüyecek hali yok, hâlâ 11 başlıyor. İdarede kriz, saha içinde dev kriz.. Beşiktaş’ta bu durumu düzeltmek için kimse bir şey yapıyor mu? Yahut yapma niyetinde mi sanki? Bir kulüp, bir grup bu kadar sahipsiz bırakılabilir mi sanki? Yenilgiyi bu kadar kolay kabullenmek, tepki göstermemek olağan mi?
Dün tuhaf şeyler oldu. Gedson ofsaytta olduğu halde İmmobile’nin atacağı golü topa giderek adeta sabote etti, İmmobile penaltı kaçırdı. Herşeye karşın bu maç dönerdi. Bir cümle de Semih için. Bir futbolcu ayağına her aldığı topta çalım yahut şut dener mi? Birileri Semih’e futbolda pas diye bir şey olduğunu anlatmalı. Kan değişikliği olmadan bu grubun düzelmesi imkansız. (Hürriyet)
Uğur Meleke: “Beşiktaş için acı verici yenilgi”
Bir başka temsilcimiz Beşiktaş’ın Maccabi’ye kaybetmesiyse çok acı verici. Son periyotta sıkça tekrar etmiştim, Van Bronckhorst ne yaptığının farkında değil. Kadronun beyni Rafa’nın yeriyle oynaması aslında tuhaftı. Mario’ya yer bulmak için grubunun ayarlarını bozdu. Göztepe önünde elinde Bahtiyar olmasına karşın solda Emirhan-Masuaku’yu başlattı. Beşiktaş’ın ligde duran toptan attığı gol sayısı 1, yediği 6… Felaket geliyorum diyordu maalesef. (Hürriyet)
Bilal Meşe: “Bu hoca ve oyunla zor”
Bronckhorst’un onbir tercihi zirveden tırnağa yanlış! Orta alan birinci yarıda teslim bayrağı çekince Maccabi’nin iştahı kabardı! Gerçekten birinci yarıya iki gol birden sığdırdılar. Eee, Joao Mario üzere bir oyuncuyu tercih eden hocanın teknik adamlığını sabaha kadar tartışırım! İkinci yarı mı? Valla, Bronckhorst’un başına taş düştü herhalde!
Salih Uçan alanda… Gözlerime inanamadım, ‘yok’ dedim, bir yanlış var!
Yoo, yoo Salih Uçan girdi, o birinci yarıda kabuğundan çıkamayan, rakip kaleye gidemeyen Kartal, vites yükseltti, risk aldı, rakip kaleye yüklendikçe yüklendi. İzledin mi Salih’i Bronckhorst… Immobile’nin kaçırdığı penaltıya olan katkısını gördün mü?
O çanta üzere yanında taşıdığın Salih, Joao Mario ve Ndour’u ikiye katlar, sanırım hoca da jeton geç düşüyor, ya da adam ‘inatçı’, bildiğini okuyor!
Kartal bir gol attı, üç yedi! Valla, Maccabi asla takım manasında Kartal’ın ayarında bir grup değil! Ne var ki, moral motivasyon ve özgüven duygusu yerle bir olmuş Kartal’dan o denli üst düzeyde futbol beklemek, hayaldir, hayal…
Hele bir hocası var! Biliyorum karamsar bir tablo çizdim, farkındayım… Keşke olumlu olabilsem! Lakin fotoğraf negatif, negatif! Olağan ki Kartal bu kulvarda umutsuz değil, altı puanı var, üç maçı kaldı…
Dileriz burada kalıcı olurlar, yollarına devam ederler… Ancak bu hocayla, bu moralle zor! Dilerim ben yanılırım… (Milliyet)
Cem Dizdar: “Kaçınılmaz sonuç”
Ön alan ve orta saha geçirgenliği tüm yükü savunmaya yıkınca olması beklenenler de oldu! Savunmanın iki kanadı stoperlerle birlikte yükü kaldıramadı. İki kenardan iki gol yediler, ikinci yarıya biri sakatlıktan iki başlangıç stoperini değiştirerek başlamak zorunda kaldılar. İkinci devreye ‘’yoklar’’ ortasından üç ‘’yok’’u, Joao Mario, Felix Udokhai ve Milot Rashica’yı kenara alarak başladı Giovanni van Bronckhorst. Akabinde evvel topu haliyle de oyunu eline geçirdi Beşiktaş lakin ön alan üretkenliği tıpkı oranda verimli değildi. Nihayetinde yalnızca topla oynayabilen topsuz oyunda çoğunlukla yürürken izlediğim Semih Kılıçsoy’un tribüne gidecek vuruşu penaltı oldu fakat Giro Immobile onu da atamadı. Futbolun tarihi atmak isterken yenilen gollerin de tarihidir. Faul vardı yoktu, o bizim yurdun tartışması. Aslolan yenilmek değil, öğrenmek. Lakin ‘’kazanma mahkumiyeti’’ öğrenmenin elini ayağını bağlıyor ve öğrenilemediği için de sürdürülebilir kazanımlar mümkün olmuyor. (Fanatik)
