Diyarbakır’ın Kayapınar İlçesi’nde 4 çocuk annesi eşi Ayşe Altan’ı (30) öldüren Abdülhamit Altan’ın (31) yargılanmasına ağır ceza mahkemesinde devam edildi.
Duruşmada hazır bulunan katil zanlısı, eşiyle 7 yıllık evli olduklarını, eşinin altınlarını bozdurup ticaret yaptığını ve bundan da ziyan ettiği için eşiyle huzursuzluk yaşadıklarını belirterek, akabinde bir akaryakıt istasyonunda iş bulup çalışmaya başladığını söyledi.
İşten çıkıp meskene gittiğinde erkek bir şahsı konutunun merdivenlerinde gördüğünü belirten sanık bu kişinin kaçtığını ve izini kaybettirdiğini söyledi.
Kaçan kişinin kim olduğunu eşine sorduğu sırada eşinin yüzünün kızardığını belirterek, “Eşimle birlikte sabah gusül abdesti almıştık. Baktım kendisi tekrar abdest alınca, saçları ıslak olunca ben bu durumdan uygunca şüphelendim. Eşim ise kimseyi meskene almadığını söyledi. Bende kendisine, ‘Bizim buralarda evlilik de, mevt de bir defa olur’ dedim. Ya git Araştırma Hastanesi’nden kendini at, ya da silahla intihar et. Çocuklarımız yalnız kalmasın’ dedim. Eşim benimle ilgili rastgele bir şikâyette bulunmadı, beni aldattığına dair hislerim daha da kuvvetlendi. Annemin rahatsızlığı nedeniyle başımdaki öldürme kanısını bir müddetliğine sineye çektim. Annem vefat edince eşimi öldürmeyi başımda tekrar kurguladım. Bu süreçte de eşime daima intihar etmesi için telkinde bulunuyordum. Lakin o beni duymazdan gelerek dikkate almıyordu. Bende malıma göz diktiğini düşünerek bunu yapmadığını düşünüyordum. Zira babamdan bana 5 milyon liralık arazi kalmıştı” dedi.
BEBEĞİN ALTINI DEĞİŞTİRİP KONSERVE PİŞİRDİ
Eşini öldürmeye karar verdiğinde kayınbiraderine bir flaş bellek bıraktığını, içinde çocuklarına aldığı sanal Coinler, onlar ismine açtığı hesaptaki paralar olduğunu tabir eden katil zanlısı “Bu paralarla çocuklarımın iaşesi sağlansın istedim. Eşimle evlenirken toplumsal medya üzerinden saçma sapan paylaşımlar yapmasını istemediğim için kendisine akıllı telefon almayacağımı söyledim. O da bunu kabul etti ve kendisine tuşlu telefon aldım. Telefon sınırı da adıma kayıtlı olduğu için gelen bildiri ve aramaları kendime yönlendirdim. Bu yüzden ona atılan iletilerden haberim vardı. Zati çok mesajlaşmıyor, orta sıra ağabeyi ile mesajlaşıyordu. Gece 1 yaşındaki bebeğimiz ağlayınca bende eşimi uyandırıp altını değiştirmesini istedim. O da ‘Sen niçin bakmıyorsun’ dedi. Ben de, ‘Ben mi emzireyim’ dedim. Sonra eşim uyandı ve bebeğin karnını doyurup altını değiştirdi. Uyutması sabaha karşı 03.30’u buldu. Sonra da düdüklü tencereye kışlık konserve pişirmek için koymuştu” diye konuştu.
ÖNCE KALBİNE SIKTIM, ACI ÇEKİNCE BAŞINA SIKTIM
Pompalı tüfeği doldurup, eşini odaya çağırdığını, eşinin de bu sırada dışarıda olay olduğunu söyleyip pencereden dışarı baktığını belirten Abdülhamit Altan, “Yüzünü bana dönünce kendisine doğrulttuğum tüfeği gördü. ‘Ne yapıyorsun’ diyerek üzerime yanlışsız geldi, Kaçacağını düşünerek kalbine 1 el ateş ettim. Yere yığılınca acı çekmeye başladı. Bende fazla acı çekmesin diye bir el de başına sıktım. Başına sıktıktan sonra gördüğüm görünümden çok etkilendim. Son kurşunu kendime ayırmıştım. Lakin eşimin vefatını görünce açıkçası korktum ve kendimi öldürmekten vazgeçtim. Son mermiyi tüfekten çıkarıp dolaba bıraktıktan sonra odaya gelip eşimin kanları dışarı sızmasın diye paspası kapının altına yerleştirdim. Kapıyı da kilitledim. Hazırladığım bavulumu alıp balkonda uyuyan çocuklarımı öptükten sonra Mardin’e kaçtım. Sonra polisi arayarak polise teslim oldum” dedi.
ALDATMA YOK TEZLERİ SOYUT
Mahkeme heyeti, 4 küçük çocuğun “Annemiz, babamız içerde öldü” diye sokağa çıkıp çığlık atmaları üzerine komşuların polise ihbarda bulunduğunu, meskene girildiğinde Ayşe Altan’ın yüz üstü yerde cansız vücudunun İsimli Tıp Kurumuna kaldırıldığını belirtti. Mahkeme, sanığın eşini öldürmeyi 1,5 yıl evvelce başına koyduğunu ve en uygun vakti beklediğini, eşini öncelikle intihara zorladığı, bu bahiste eşine birçok sefer baskı yaptığını belirtti.
Eşinin intihar etmemesi ve aile içi şiddet konusunda rastgele bir şikâyette bulunmaması üzerine eşini öldürmeye karar veren sanığın, tüfeğe 3 mermi doldurup 2’sini eşine, 1’ini de kendine sıkmak için ayırdığını; birinci mermiyi eşinin kalbine sıktığını kaydetti. Mahkeme, eşinin yerde can çekiştiğini gören sanığın ikinci mermiyi eşinin başına sıktığını, başının parçalandığını görünce de korkup olay yerinden kaçtığını söz etti.
Mahkeme heyeti, sanığın aldatma argümanını destekleyecek belge içinde somut hiçbir bir kanıt bulunmadığını belirterek sanığı “Eşi tasarlayarak taammüden öldürmek” hatasından ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırdı. Mahkeme sanığın argümanlarını destekleyecek kanıt elde edilemediğinden hakkında haksız tahrik indirimini düzenleyen 29. Husus ile düzgün hal indirimini düzenleyen 62. Hususun de uygulanmasına yer olmadığına oy birliğiyle karar verdi.
