İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin küme toplantısında açıklamalarda bulundu. Konuşmasında Yenidoğan Çetesine de değinen Dervişoğlu, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nu eleştirdi. Kreş krizi ve teğmenler soruşturmasına ait konuşan Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“İYİ Parti olarak; bayanın pozisyonunun korunması ve o pozisyonun yükseltilmesinin gayretini veriyoruz. Atalarımızdan öğrendiğimiz örfün ve Atatürk’ten bize emanet bırakılan pahaların icabını yerine getiriyoruz. Bir avuç meczubu şad etmek için, bir gece yarısı kaldırdıkları İstanbul Mukavelesini de yeniden bu yüzden unutmuyoruz. Emin olunsun ki; birinci fırsatta çok daha güçlü biçimde yürürlüğe koyacak, bunu yaparken de bir kanun lafzı olmaktan çıkartıp, bir şuur sorunu olarak bayana karşı şiddet sıkıntısını, tam da Türk’e yaraştığı biçimde çözeceğiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği üzere, “Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça, öteki kısmı göklere yükselebilsin?
KREŞ KRİZİNE TEPKİ
Geçen hafta ettiği uzunluğundan büyük laflarla, saraydan süreksiz vazife onayı alma gayretini sürdüren Milli Tahrifat Bakanı Yusuf, şimdi de Şehircilik Sekreteri Kurum’la belediye kreşlerini kapatmanın yollarını aramaktalar. Din bezirganlığının ve zübüklüğün ortak hissede olduğu saray rejimi, kentleri inşaatla talan ederken, Hastalıklı zihinler eliyle bu rantı üretebilir kılmaktadır. Her kelamlarıyla ve icraatlarıyla Bayanlara ve Çocuklara dünyayı dar etmektedirler. AKP’li belediyeler istediğini yaparlar, zira gerisinde saray ve rant baronları vardır. Ancak muhalefet belediyeleri seçilerek geldikleri o misyonlarını yapamazlar. Millete hizmet götüremez, gereksinimlerini gideremezler. Kendine işletmediğin kanunları eğip bükerek diğerine misliyle işletmek, devlet idaresinde biz-onlar ayrımı yapmak.
“İŞTE BU BÖLÜCÜLÜKTÜR”
İşte bu bölücülüktür. Kelamda “Devleti yönetmek” misyon ve tezine sahip olanlar, bu vazifelerini yerine getirmediği üzere, işleyenleri de bozuyor, kurumların köküne kibrit suyu ekiyorlar. Cumhurbaşkanı ve artık sekreterden öteki bir şey olmayan bakanları, kendi misyon alanlarındaki işlerle meşgul olmadıkları için, belediyeler, adeta bir sosyal yardım kurumu fonksiyonu görmek zorunda bırakılmaktadır. Bilinsin ki bu durum, iktidarın zavallılığın bir sonucudur.
“SİZ KENDİNİZİ NE ZANNEDİYORSUNUZ?”
Kim yararlanıyor kreşlerden kardeşim? Gece gündüz çalışmak zorunda kalan vatandaş yaralanıyor, bilhassa de çalışan anneler yararlanıyor. Bu bayanlar, alın teriyle meskenlerine üç kuruş getirirken, yakalarında parti rozetleri mi var? Siz kimi cezalandırıyorsunuz? Siz kimin hizmet alma hakkını, kimden kaçırıyorsunuz? Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Ve İş bu haldeyken, Okullara paklık materyali koymaktan aciz bir bakan çıkıp, boyundan büyük o lafları yüzsüzlükle edebiliyor.
TEĞMENLER SORUŞTURMASI
Halleri o kadar perişan ki Türk ordusuna açtıkları savaşı görmüyoruz sanıyorlar. Teğmenler ihraç istemiyle disipline veriyorlar. Gencecik teğmenler üzerinden toplumsal infial yaşatacak olaya girilmesinin kime ne yararı vardır? Onlar bizim evladımız, ihraç edilecek değil sahiplenilecek değerlerimizdir.
“ERDOĞAN DA BAHÇELİ’NİN KELAMLARININ GERİSİNDE MI?”
Normalleşmeyi makus emsalleri alarak okuyan muhalefet sarayın izah memurluğuna soyunmaktadır. Saray, bir muhabberat devleti kurmak istemektedir. Erdoğan, soruna sen nasıl bakıyorsun? DEM liderleri Adalet Bakanlığı’na talepte bulunmuş. Bakanlık, 6 aylık görüş yasağı getirmişti. Bu yasak olmasına karşın gündeme getirilen görüş talebine bizim bakışımız aşikâr de merak ettiğimiz Erdoğan’ın nasıl baktığıdır. Öcalan ile görüşmelerine Sayın Cumhurbaşkanı hangi pencereden bakıyor öğrenmek istiyoruz. Bahçeli, kelamının sonuna kadar gerisindeymiş. Sayın Erdoğan da Bahçeli’nin kelamlarının sonuna kadar ardında mı bunu milletimiz merak etmektedir.
